tag:blogger.com,1999:blog-60212079345311333172024-03-05T19:16:19.962-08:00TAMAMEN DENEYSELZehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.comBlogger43125tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-11292905460970811002014-05-23T11:55:00.000-07:002014-05-23T11:55:20.749-07:00SUSKUNSevgili dostum,<br />
Arkadaşım,<br />
Kardeşim,<br />
Geçmişim,<br />
Ne kadar uzun zaman oldu konuşmayalı hatırlıyor musun?<br />
Hatırlıyor musun?<br />
Benim hatıramda en az 11- 12 yıl öncesi bir konuşma kalmış..<br />
Sahilde sen ve ben uzun uzun konuşmuştuk,<br />
Aşktan,<br />
İnsanlardan, hayatımızdakilerden,<br />
Biraz kendimizden..<br />
Ama yine de eksikti..<br />
Yine de eksik..<br />
Ve yıllar boyu uzak çok uzak kaldık birbirimizden kendimizden.<br />
<br />
Geçmişim, çocukluğum,kıskançlıklarım,öfkem....<br />
Bu uzaklık bazen içimi deliyor.<br />
<br />
<br />Zehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-48602648348950176762014-05-23T11:40:00.000-07:002014-05-23T11:40:23.456-07:00HAYAT VE ÖLÜM. .EJDERHA ILE SON VE ILK Rüzgar kırbaç gibi indikce yaraları sızlıyordu, ağzından hırıltılı bir inleme çıkıyordu. Ayaklarını artık sürüyecek bile hali yoktu.<br />
Gözlerine bitmiş ve tükenmişlik nefretle karışıp yuva yapmıştı.<br />
Kan saçlarından yüzüne iniyor. Göğsüne doğru ince ince akıyordu.<br />
<br />
Hâlâ nereden geliyor bu gücüm? Ey koca ejderha bu kanlı kılıcımı saplasam tam yüreğine ve oluk oluk kaninla yıkansam doyar mi, susar mi acılar? <br />
Hala neden savaşıyorum bu sefil kullarınla? Sensin onları bunca sefil yaratan, kalbinin ortasına saplamadan bu kılıcı anlıyorum ki bu kan durmayacak.<br />
Yürüyorum . Kanıyorum. Yorgunum.<br />
Durduracaksan durma. Yoksa senin kalbini çıkarıp yiyeceğim. Doyacak o zaman dünya kana. Anlıyor musun? Sen yanlışsin. Sen kötüsün. Senin yok olmanla huzur bulacak hayat.<br />
Kılıcından akan kan toprağa akıyor ardında ince bir kan deresi bırakarak ilerliyordu.<br />
Sesi ile inliyordu karanlık vadi.<br />
Duraksamadan girdi inine. <br />
Kılıcını salladı yaşlı ejderhanin yüreğine. <br />
O büyük yaratık şaşkın inanmaz gözlerle baktı kadına.<br />
<br />
Neden? Sesi tok ulvi tapilacak kadar güzeldi.<br />
<br />
Çünkü yanlışsin. Ve ben yoruldum, senin kurallarından igrendim. Bitti.<br />
<br />
Hatalısın küçük kadın. Dedi ama pencesini kiprdatmadi bile .<br />
<br />
Kılıcını girdiği o büyük yüce koca yürekte burdu kanirtti kadın.<br />
<br />
Koca ejderha inledi.<br />
Son darbeyle itti kılıcını daha da ileriye.<br />
Oluk oluk kan akiyordu.<br />
Kadın kan gölünde öylece durmuş ejderhanin gözlerinin ta içine bakıyordu.<br />
<br />
Anladım dedi kadın.<br />
Anladım şimdi.<br />
Kanın Kanıma karişınca anladım.<br />
Hatırladım.<br />
Ölümün güzelliği için seni öldürdüm.<br />
Ölümün bakiligi için aldım canını.<br />
Oldun ve bitti azap.<br />
....<br />
<br />
<br />
<br />Zehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-72681654664593911842013-05-12T10:00:00.001-07:002013-05-12T10:00:24.989-07:00KIZIMA MASALLAR / PRENSES VE KILICISoğuk kışlarında rüzgarın dudakları kanattığı bir ülkede doğmuştu küçük kız.<br />
Hepinizin tahmin ettiği gibi o bir prensesti,<br />
Beyaz teninde iri kara gözleri kömür gibi parlıyordu.<br />
Erkek kardeşlerin içinde periler gibi salınacak diye düşünen babasını,<br />
Narin bir hanımefendi olacak diyen annesini utandırmıştı.<br />
Büyüdükçe ondan ne bir hanımefendi ne de salınan bir prenses olmayacağı belli olmuştu.<br />
Belki de 7 çocukları içinde en haylazıydı.<br />
<br />
O yazın geç gelip erken gittiği kurak bir ülkede doğmuştu.<br />
Ama ülke verimli toprakları olmasa da madenleri, taş ocakları ile zengindi.<br />
Mutlu çocukluğu 8 yaşına geldiğinde artık kederle tanışıp bitmeye hazırdı.<br />
Her gün yaptığı gibi yataktan fırlamıştı , odasının penceresini coşkuyla açıp ciğerlerine dolu bir hava çekmesiyle öksürmesi bir oldu.<br />
Bu pis ve kötü hava nedir ki diye düşündü?<br />
Hızla giyinip fırladı avluya.<br />
Anlamsızca havayı koklayıp tiksinmiş yüzlerle şaşkın şaşkın birbirlerine bakan insanlarla doluydu dört yanı.<br />
<br />
Günlerce sürdü bu ağır ve pis hava, öyle ki artık insanlar alışmıştı bu kokuya ta ki..<br />
Ta ki yer sarsılmaya başlayana kadar.<br />
Çığlıklar, parlayan ışıklar,karanlık gökyüzü!<br />
Tek hatırladığı ejderhanın o ağır nefesiydi!<br />
Çok kısa zamanda ejderha tüm ülkeyi yakıp , insanları bir lokmada yutmuş,evleri bir darbede yıkmıştı.<br />
Küçük prenses son anda babasının onu mahzene fırlatması ile kurtulabilmişti.<br />
Ertesi gün uyandığında çok az insanın sağ kaldığını ailesinin ise yok olduğunu anladı.<br />
Göz yaşları akarken yanağından, çaresiz, umutsuz,yalnız ve terk edilmişlikle eziliyordu küçük kalbi.<br />
O gün bir yemin etti.<br />
Bir daha asla kaybetmeyekti ejderhanın önünde.<br />
Asla bu çaresizliği bir daha tatmayacaktı !<br />
O günden sonra gizliden gizliye kılıç kullanma dersleri almaya başladı ,-evet gizli çünkü o zamanlar kızların kılıç kullanması,savaşması yasakmış, kadınlar sadece evleri çocukları ile ilgilenirlermiş başkada bir şeylere karışmazlarmış- en yakın arkadaşı ona bildiği tüm numaraları öğretti.<br />
Hani bizim küçük prenseste yetenekliymiş, kısa zamanda öğretmenini bile geçmiş.<br />
Babasından yadigar kılıcıyla gün saymaya başlamış,elbet gün gelecek ejderha ile karşılaşacakmış.<br />
<br />
Günler geçmiş mevsimler birbirini kovalamış ama ejderhadan eser yokmuş.<br />
Küçük prenses hızla büyümüş güzel bir genç kız olmuş,<br />
Kılıcı hep elinde hazır ama aynı zamanda da evlenmeye de artık niyetliymiş.<br />
Ülkenin delikanlıları gelmiş gitmiş ama o kimseleri beğenmemiş, beğendiklerine de kavuşamamış unutmaya karar vermiş.<br />
Günler geçtikçe ülkede "evde kaldı bu kız "söylentileri almış yürümüş.<br />
Kederlenmiş, kederli günlerin birinde ülkeye uzak diyarlardan uzun boylu kumral yakışıklı bir gezgin gelmiş.<br />
Gezgin kızı görür görmez aşık olmuş.<br />
Kız bu güzel sesli adamdan hoşlanmış ama karar da veremiyormuş.<br />
En çokta bu gezginin umursamaz havası, tasasız oluşu, şairliği ve bilgeliği onu hem korkutuyor hemde kendisine çekiyormuş.<br />
Gel zaman git zaman bilge gezgin sabırla beklemiş,hep etrafında dolanıp kızı kendisine alıştırmayı bilmiş sonunda da kızın kalbini çalmayı başarmış.<br />
Kız diğer prensesler gibi dört başı mamur bir düğün istememiş, hemen oracıkta bir nikah kıymışlar ve evlenmişler.<br />
Gezgin bilge şair kızı alıp uzak mı uzak bir diyara götürmüş.<br />
Bu ülke yemyeşil dağların arasında kurulmuş yüzü denize doğru olan küçük bir ülkeymiş.<br />
İnsanlar burada sakin ve keyifli bir hayat sürüyorlarmış.<br />
Aslında burası cennetten bir parçaymış sanki..<br />
Ve cennetlerine güzeller güzeli bir kız bebek dünyaya getirerek tamamlamışlar mutluluklarını.<br />
İlk zamanlar keyfince gezmiş, gülmüş,eğlenmiş prenses.<br />
İnsanlar çok candan, hava yumuşak, toprak bereketliymiş.<br />
Ama nedense bir zaman sonra içine bir sızı düşmüş prensesin.<br />
Bir şeyleri unutmanın sıkıntısı ama o unuttuğu şeyin ne olduğunu bilememe?<br />
Kimse onun bu sıkıntısına çare olamamış,<br />
Günlerce,haftalarca buruk bir gülümseme ile dolaşmış etrafta.<br />
Ta ki bir sabah uyandığında genzini yakan o pis havayı soluyana kadar!<br />
Evet unuttuğu kendisini hatırlatmayı başarmış;<br />
EJDERHA!<br />
"Ejderhanın pis nefesini nerede olsa hatırlarım, gelmesi eli kulağındadır, hemen hazırlanıp ona karşı savaşalım" demiş gezgin bilge şair kocasına.<br />
Kocası sakin ve dingin, " korkma aşkım, ben yanındayım, sorun yok" demiş.<br />
Bir türlü onları bekleyen tehlikeyi anlatmak istese de anlatamamış,anlatsa da inandıramamış,inandırsa da harekete geçirememiş.<br />
Sonunda bir gün ejderhanın ayak sesleri ile cennet parçası ülke titremiş.<br />
Prenses kocasına koşup ejderhayı göstererek "bak bak geldi,Allahım ne yapacağız şimdi?" demiş büyük bir korku ile.<br />
Gezgin bilge şair kocası" korkma ben onu azar azar besler açlığını bastırırım, böylece kimselere zarar vermez"demiş.<br />
"Hayır, bırak buralardan kaçalım,benim ülkeme gidelim,benim orada kılıcım var, savaşır onu öldürebilirim" demiş prenses.<br />
"Ah küçüğüm,sen artık eski sen değilsin ki, kılıcı kullanmayı unutmuş,çevikliğini kaybetmişsin,savaşamazsın.Ülkende kimse ardından gelmez,yalnız kalırsın.Bu saatten sonra aklından savaşmayı çıkart artık.Sen eski sen olamazsın,yaşlandın kabul et " demiş kocası.<br />
Yüreği burkulmuş prensesin, oysa o içinde hala o coşkulu enerjiyi hissediyormuş,ama boynunu büküp çöküvermiş koltuğa.<br />
Kocası dediği gibi ejderhayı az az beslemiş ama ejderha her seferinde daha fazlasını istiyormuş.<br />
"Ah biraz daha yiyecek hazırlasan karıcım ,işte o zaman onu yer gider" diye söyleniyormuş adam.<br />
Prenseste " onu öyle doyuramazsın,o doymaz ancak ki kılıcımla onun açlığını bastırabilirim,gel gidelim benim ülkeme" diye yanıt veriyormuş.<br />
Gezgin bilge şair kocası da ona "çok istiyorsan sen git biz kızımla burada seni bekleriz, ama ben gelmem" diye yanıt verir olmuş artık.<br />
Sonunda ejderhaya verecek yemekleri kalmamış.İşin kötüsü ejderhada yediklerinden dolayı iyice güçlenmiş.<br />
Bir gece saldırı gerçekleşmiş;<br />
Ejderha kısa sürede dağda ormanı, denizde balığı,evleri,bahçeleri yakıp yıkmış.<br />
Çok insan ölmüş,pek çok insan evsiz kalmış.<br />
<br />
Prensesin evi ikinci defadır yıkılmış, yaşadığı acı eskisinden de büyük olmuş.<br />
Ağlamış,yalnızlığına kahretmiş!<br />
Gezgin bilge şair kocasını ardında bırakıp kızını alıp yollara düşmüş.<br />
Bu yol çetin ve zorlu geçmiş.<br />
Zaten ejderhanın saldırısında çok yara aldığı için zor yürüyormuş, pek çok yeri kanıyor, bazı yerleri yanıktan sızlıyormuş.<br />
Yanında dayanabileceği kimsesi yokmuş, güçlü olmalıymış kızı için.<br />
Bu yüzden sızlanmadan uzun ve zorlu yolu geçmiş ülkesine varmış.<br />
Ülkesinde herkes onu coşkuyla sevgiyle karşılamışlar.<br />
Kızını ayrı kendisini ayrı sevmişler,koklamışlar.<br />
Dostları hemen yaralarına merhem sürmüş onu iyileştirmek için koşturmuşlar.<br />
Kendisine gelir gelmez toplaşmışlar başına.<br />
"Eskisinden de güçlüsün"<br />
"Eskisinden de güzelsin"<br />
"Eskisinden de cesursun" demişler.<br />
Onlara tüm olanları anlatmış, nasılda kaderini başka birinin eline verdiğini,nasılda yeminini unuttuğunu,nasılda çaresizce tükendiğini.<br />
Hepsi birden;<br />
"Ağlama,sen hala bizim içimizdeki en güçlü insansın, yaşadıkların seni daha da güçlendirecek göreceksin.Unutma içinde bir cevher var, bizden farklı yapan seni, o seni ışığa götürür.Yapman gereken ne ise onu yap!"<br />
İçlerinde en iyisi, en yüce yüreklisi elini uzatmış<br />
"Kalk benim prensesim, kalk,kılıcını al ve savaş.sana güveniyorum" demiş.<br />
Bu ona yıllar önce kılıç kullanmayı öğreten arkadaşıymış.<br />
Kucaklaşıp birbirlerinden güç almışlar.<br />
El ele kılıcın saklı durduğu mahzene inmişler.<br />
Prenses kılıca elini uzatmış, elleri titriyor ve korkudan tutamıyormuş.<br />
"Kılıç kullanmayı unuttum ben, korkuyorum" demiş<br />
"Kılıç kullanmak unutulmaz prensesim, elinize alınca hatırlar,eski çevikliğinizide bir iki antremanla kazanırsınız.Korkmanız normal,cesarette korkudan gelir" demiş dostu.<br />
Prenses günlerce antreman yapmış, düşmüş, kalkmış ama hiç bırakmamış..<br />
Sonunda dostunun yardımı ile kılıcı eskisinden de iyi kullanmaya başlamış.<br />
Hemen ardında sevenleri ile birlikte ejderhayı öldürmek için yola koyulmuş.<br />
İçinde umudu,korkusu,cesareti ile saldırmış.<br />
Ejderha da çetin cevizmiş, zorlu bir savaş olmuş,<br />
Prenses ancak üç darbede yıkabilmiş düşmanını yere.<br />
Önce sol gözüne nişan almış,sonra diğer gözüne en sonda kalbine!<br />
Prenses ve adamları haklı bir gurur ve emniyet hissi ile geri dönmüşler, tüm halk bayram etmiş.<br />
Bir zaman sonra gezgin bilge şair kocası haber salmış prensese<br />
"Artık gel sevdiğim, kılıç kuşandın,ejderhayı öldürdün, gel gel ki benimde gecem gündüz olsun"<br />
"Sevdiğim bilge adam, artık dönemem. Kollarında huzur ve sevgi buldum,kana kana içtim.Teşekkür ederim.<br />
Ancak benim korkularımı hiç anlamadın, yaralarımın derinliğini göremedin. Ejderhayı küçümsedin.Kılıcı belinde prensesten elinde bez, evin yerlerini ovan bir kadın yarattın. Sevdin ama yüceltemedin. Beklediğim desteği vermedin.Artık geri dönemem. Ejderha öldü bilge kocam, ölürken benimde içimdeki güveni aldı götürdü.Artık sana güvenip kaderimi veremem. Kaderim artık benimdir,seninki de senin.Elveda"<br />
Mektup cennet ülkeye gezgin bilge sair kocaya ulaştığında gözyaşları öfke ve acı ile akmış.Kaybı büyükmüş.<br />
İki ülkede iki insan ayrılıklarına, kayıplarına, olması gerekenle olana ağlamışlar..<br />
Zaman geçmiş prensesin ülkesinde kadınların kılıç sallaması kabul görmüş,desteklenmiş.<br />
Prenses kılıcıyla ülkenin kadınlarına dersler vermiş onları eğitmiş.İlk olarak ta artık büyüyen kızına öğretmiş,<br />
<br />
Göktn üç elma düşmüş; biri elinde kılıcı ölmek isteyen anne prensese, ikincisi sakin ülkesinde üzgün yaşayan gezgin bilge şaire,üçüncüsü kılıcıyla dans eden küçük prensese...<br />
<br />Zehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-27043996747052879752012-10-24T09:49:00.000-07:002012-10-24T09:49:07.674-07:00KURBAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN Uzun zamandır bayramlarda bir araya gelemiyorduk.<div>
Bir kaç bayramda annem ve babamla birlikte olduk, hatırlıyorum ama kardeşlerimle 10 yıldır bir araya gelemiyorduk.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Yalnız ve uzakta bayram geçirmek, bayramı bayramlıktan çıkarıyor.</div>
<div>
Aile bayramın özelliğini ve güzelliğini pekiştiriyor.</div>
<div>
Kızım,eşim ve ben ilk gün ilk saatlerden sonra bayramın bittiğini anlardık.</div>
<div>
Ama bu defa farklı bir bayram olacak.</div>
<div>
Annem,babam, kız kardeşim,eşi,çocukları ve biz birlikte olacağız.</div>
<div>
Tek firemiz abimiz, eşi ve çocukları..</div>
<div>
Olsun bu kadarı bile toplamak zor oldu.</div>
<div>
Bir daha ki sefere tamamını toplarız.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Büyük bir aile..</div>
<div>
Her şeyden önce çocuklarımız ilk defa bayramı bayram tadında keyifle, büyüklerine şımararak geçirecekler.</div>
<div>
Ne büyük bir saadet..</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Sabah giymek için yeni kıyafetleri odasında güzelce asılmış kızımın.</div>
<div>
Tokasından çorabına kadar hazırlamış, belli ki yarının heyecanı sardı..</div>
<div>
Lokumlar,şekerler ve çikolatalar alındı.</div>
<div>
Baklava ve el açması börek kız kardeşimde yapılıyor.</div>
<div>
Ben az sonra bir tatlı bir tuzlu yapacağım, gelecek kıymetli misafirlerimiz için.</div>
<div>
Türk kahvesi tazecik alındı,</div>
<div>
Kolonya tamam,</div>
<div>
Çocuklar için harçlıklar kenarda,</div>
<div>
Büyük küçük tüm ev ahalisi, ve dahi evin kendisi temizlendi paklandı.</div>
<div>
Yarın sabaha hazır ve nazır tertemiz güne başlayacaklar.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Biz büyüklerimizin ellerini hürmetle, sevgiyle öpeceğiz.</div>
<div>
İyi ki varsınız, iyi ki yanımızdasınız, iyi ki bu bayram özlem değil kavuşma var..</div>
<div>
Sonra yavrularımızın güzel gözleri tek tek öpülecek, gıdıklarından tek tek öpüp, koklanacaklar.</div>
<div>
İyi ki varsınız, iyi ki yanımızdasınız, iyi ki bu bayram birlikteyiz.</div>
<div>
Sonra dostlarımızla bayramlaşacağız.</div>
<div>
İyi ki varsınız, iyi ki tanışmışız, iyi ki yanımızdasınız..</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Dilerim bu bayram hepimiz sevdiklerimizle oluruz.</div>
<div>
Dilerim bu bayram hepimize sağlık, mutluluk ve sevgi getirir</div>
<div>
Dilerim bu bayram bir evladımızın bile tırnağı kanamaz, bir anamızın bile içi kararmaz, dostluk ve barış ülkemize egemen olur. !</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim...</div>
Zehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-48787111514579991392012-06-16T10:24:00.001-07:002012-06-16T10:24:18.705-07:00BABA VE KIZI<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;">Babam bu yıl internet ve Facebookla sonunda tanıştı.</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;">Bu tanışma aslında onun için çok iyi oldu,</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;">Uzun zamandır kullanmadığı kalemi bilendi, dili dillendi..</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;">En güzeli mesafaler uzakta olsa uzağı yakın etti.</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;">Bugün babamın bana yazmış olduğu şiiri okurken yaşadığım duyguları tarif edemem..</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;">İyi ki varsın babacım, iyi ki canından can olmuşum.</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;"><br /></span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;"><br /></span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;"><br /></span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;"><br /></span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;">ikinci göz agrim zehramdir benim</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;">kız çoçuk sevmeyi ondan ögrendim</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;">masum masum bakarıdı yüzüme</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;">o benim benzerim sert bakışlıdır</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;" /><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;">güzel gözlü çatık kaşlıdır kızım</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;">ne eyler ne eder yaptırır nazın</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;">aklına yatmayan her hangi sözü</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;">söz diye dinlemez gülümser gecer</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;" /><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;" /><span class="text_exposed_show" style="background-color: white; color: #333333; display: inline; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: left;">tamdoganım ben kızımı bılırım<br />onda bazen ben kendimi görürüm<br />cocuk larım için canım veririm<br />yeterkı kafeste can taşısınlar</span>Zehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-53259493385223363522012-04-27T04:42:00.001-07:002012-04-27T04:46:45.015-07:00EVET AMA BUGÜN BAŞKA OLMALI İDİ???Bu gün evlilik yıldönümüm...<br />
9 yıl önce bugün evet dedik birbirimize..<br />
Dönüp bakınca 9 yıl 9 saatten bile az geliyor.<br />
<br />
Boynum bükük, sevdiğim yanımda olmayınca küskünüm denize, mavi göğe..<br />
Sabah mesajıyla uyandım,<br />
Öğlen sesiyle..<br />
Ancak yüreğimde bir küslük yuva yapmış göz pınarıma bir damla..<br />
<br />
Her an insan aşkla dolmazsa -ki bu aşk yaşamın her şeyine her anına olmalı- yaşamın ne anlamı vardır ki?<br />
İlla ki zor olacaktır hayat, ancak kahkaha ve gözyaşı kalbimize akarken yanımızdakidir onu farklı kılan?<br />
<br />
Şimdi damardan çalıyor şarkılar ,<br />
Dudaklarım bükük,<br />
Ağlamak bile istemiyorum..<br />
Eşlik bile etmeden nağmelere bile sırtımı döndüm.<br />
Kalbimde atıyor aşk dolu bir ritim...<br />
<br />
Oysa bu sabah kapının önünde olacaktı,<br />
Ben sevinçle boynuna sarılacaktım,<br />
Bölmeseydin işlerini, neden bunca yolu geldin? diyecektim.<br />
İçten memnun, mutlu,şımarmış boyunca..<br />
Gözleri gözlerimde gülecektik,<br />
Belki sahilde el ele gezip birer bira içecektik denize karşı..<br />
<br />
Ben ona aşkımı belki çikolatalı bir pasta ile anlatacaktım..<br />
Ne denli düşündüm bilemezsin diyecektim,nasıl yapsam,tadı nasıl aşkımı anlatsa diye?<br />
<br />
Akşam birer kadeh kırmızı şarap, yanında şarkılar kadeh çınlarken kulağına<br />
"Aşk olsun" diyecektim,<br />
"Nur olsun" derken gözlerim gülecekti..<br />
<br />
Ancak şimdi,mutfakta yemek kokuları içindeyim.<br />
Süt kaynadı, bezelye pişti, balık çözülüyor,salata malzemeleri sirkeli sudan geçti,<br />
Elmalı tartın içi hazır hamuru az sonra..<br />
<br />
Üzgünüm sevgilim kaçırdıklarına yanacaksın,<br />
Geldiğinde yaparım da demiyorum!<br />
Çünkü bugün aşk ta nur da olmadı....Zehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-40222119720850318162012-01-03T12:47:00.000-08:002012-01-03T12:47:33.430-08:00MISIR VE PAMUK YARI AÇIK CEZAEVİ MAHKUMLARI<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhIP9qH-bsV5Z1OZS0RwNQOEKqn1DVMNr4Mu3UUUePzE6V9556B9oU_kktVz-0rZWHECYA0yHrwXiEsXrGEE_aGFgaQr3_xKFknKIRiJPnFT346rgS9ee3nPH-suBOlcU1uPpuPaAqAUZE/s1600/m%25C4%25B1s%25C4%25B1r.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhIP9qH-bsV5Z1OZS0RwNQOEKqn1DVMNr4Mu3UUUePzE6V9556B9oU_kktVz-0rZWHECYA0yHrwXiEsXrGEE_aGFgaQr3_xKFknKIRiJPnFT346rgS9ee3nPH-suBOlcU1uPpuPaAqAUZE/s320/m%25C4%25B1s%25C4%25B1r.jpg" width="320" /></a></div>
2011 yılının evimize getirdiği en büyük değişim kediler.<br />
Bir haziran ayında sokaktan kurtarılmış minik sarı erkek bir kediyi pet shoptan alıp evimize getirmemizle başladı her şey.<br />
Birden evin neşesi oldu minik afacanımız.<br />
Ona tüm oyunları kızım öğretti.<br />
Kucakta bebek gibi sırt üstü yatırıp sallayarak uyutmayı,<br />
Sarılıp öpüşmeyi...<br />
<br />
Benim sarı oğlum pek nazlıdır.<br />
Pek ağlaktır, sulu gözdür, küser de..<br />
Sıkıldıkça yer de yer..<br />
<br />
Benim sarı oğlum insan canlısıdır.<br />
Çok tatlıdır, sevgi yumağıdır.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgyObADkQT81ym9Um-IlbzKS7WFjaEUjNmo8qZNWl_pBp3KbHUNxdr4-UBBlpddT1jUc8N9aOfdEWPcDXDmmPQtFLyD52rnM2Xw-onWoQEyFWMMLi7f-RXhTh7lz-s37sC_I1xZugz7TWY/s1600/pamuk.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgyObADkQT81ym9Um-IlbzKS7WFjaEUjNmo8qZNWl_pBp3KbHUNxdr4-UBBlpddT1jUc8N9aOfdEWPcDXDmmPQtFLyD52rnM2Xw-onWoQEyFWMMLi7f-RXhTh7lz-s37sC_I1xZugz7TWY/s320/pamuk.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Sonra bir gün aylardan belki Eylül,belki Ekim..<br />
Yolda giderken bembeyaz, uzun tüylü,küçük kafalı bir kedicik gördüm.<br />
Sessiz ,sırnaşık pek bir güzeldi..<br />
Günlerce sokakta ya ölürse düşüncelerini aklımdan atamadım.<br />
Ve bir gün kocamın hayret bakışlarıyla o kediyi de alıp eve getirdim.<br />
<br />
Hayret ettiler, ben de hayret ettim.<br />
Kendime..<br />
Yıllarca eve kedi sokmayan ben bir gün gardımı düşürüp bir kediyi eve soktum..<br />
Sonra kendi isteğimle ikinci kediyi aldım.Gerçekten hayret bir durum benim için.<br />
Hele de astımlı olduğum düşünülürse?<br />
<br />
Ben astımı unutmuş, kedilerimiz ile eğlenirken aslında alttan alta içimden bir ses ya alerjimiz artarsa diyordu..<br />
Ve sonunda bir akşam ,bir Kasım akşamı kızımın kesik kesik öksürükleri ile fırladım yataktan.<br />
Ne yazık ki kızım o akşamdan sonra çok sevdiği kedişlerinden ayrıldı.<br />
<br />
Kedişleri biz sokakta ölmesinler diye almıştık,<br />
Şimdi onları dışarı atmamız da olmazdı.<br />
Çok düşündük, çok..<br />
Onlara aile aradık,sevgi dolu sıcak bir yuva..<br />
Ama bulamadık..<br />
Biz de onları çatı katındaki odaya yerleştirdik.<br />
Her sabah bahçeye çıkarıyorum onları, akşama kadar bahçede koşup oynuyorlar, balkonda onlara hazırladığım koltuklarında oturup güneşleniyorlar sonra eve girip yemek yiyorlar..<br />
Ama evde serbest bir şekilde gezemiyorlar.<br />
<br />
Yarı açık cezaevi gibi ama açlık ve soğuktan iyidir.<br />
<br />
<br />Zehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-28459820987289623862011-05-05T10:46:00.000-07:002011-05-05T10:46:55.377-07:00SEVGİLİYE...Yerde miyim gökte miyim?<br />
Bilmediğim bir zamanda ve yerdeyim.<br />
Bilmediğim anların içinde anılarım.<br />
<br />
Günler gelip geçerken ben tarihini tutamıyorum.<br />
Zaman elimden avucumdan akıyor,<br />
Ben gelip geçene baka kalıyorum.<br />
Hayatta rolüm piyon,<br />
Tek derdim oyundan erken atılmamak.<br />
<br />
Şimdi güneyin sahiline akşam indi,<br />
Yedi tepeli şehirdeki yarimde aklım,<br />
Onu daha çok hissetmek için geçmişin dizelerine sığındım<br />
Bal damlayan kaleminden <br />
Aşka oradan hüzne,ordan hasrete düştüm..<br />
Kalbim hüzne bulanmış halde hasretle telefona bakıyorum<br />
Arasanda sesini duysam canımdan can sevgilim..<br />
<br />
Tek derdim zaman<br />
Tek arzum anlamak<br />
Tek ihtiyacım aşk<br />
Tek umudum senZehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-41465707224795277132011-02-04T12:34:00.000-08:002011-02-04T12:34:26.530-08:00BAYRAM OĞLU BAYRAMOĞLU ÖLÜMDEN ÖTE KÖY VAR MI?Eskiden ölmenin çok zor olduğuna inanırdım.<br />
<br />
Öyle ya kolay mı ölmek ?<br />
Yaşamak bu denli zorsa –zaman zaman- ölmekte bu denli zor olmalıdır !?<br />
<br />
Ancak çevrende ölen yoksa hiç ve sen kıyısından dönmediysen ölümün böyle düşünmeye devam ediyorsun.<br />
İşte bir gün kapını yada yakınındaki kapıları çalınca ölüm hem de aniden o zaman için ürperiveriyor..<br />
<br />
Dün sesini duyduğun bu gün hayatta olmuyor.<br />
Hem de saniyeler, dakikalar içinde gidiyor..<br />
Hepimizin gideceği yere bazen birileri erkenden gidiveriyor.<br />
<br />
Ancak ölüm asla yakışmıyor sevdiklerimize...<br />
Bilsek te öleceğimizi asla yakıştıramıyoruz kendimize.<br />
Eskiden ölmek yaşlanınca olur diye düşünürdüm.<br />
Yaşarsın yaşını, hayatını sonra huzurla kapatırsın gözlerini dünyaya..<br />
Elbet yaşadım der gidersin , vaz geçersin kolayca..<br />
<br />
Ancak anladım ki ölümün yaşı yok.<br />
Erkenden arsızca da gelebiliyor.<br />
Kolayca, hiç düşünmediğin anda..<br />
<br />
Yaşlanmana izin vermeden..<br />
<br />
Ve anladım ki yaşlansa da beden ruh yaşlanmıyor ve o genç ruh ölmek istemiyor.<br />
Ne kadar yaşlansan da hayattan kimse kolayca vazgeçemiyor.<br />
Hayatın döngüsü ve kuralı da bu değil mi?<br />
<br />
Ve anladım ki bir gün ben de ölebilirim hem de yaşlanmadan.<br />
Şaka gibi geldi..<br />
Sesler kulağımda uğultuya, uğultu sessizliğe<br />
Işık karanlığa dönerken anladım ki ölüyorum..<br />
Çırpınmalarım durdu, <br />
Kalp atışım yavaşladı..<br />
O kısa anda anladım ki ölüyorum..<br />
Hafif bir ışık,<br />
Cılız bir ses bana seslendi..<br />
“Abla!!.. abla!!” <br />
Anladım ki ölmek düşündüğümden de kolaymış.<br />
<br />
Şimdi burada bir nokta koyup sevgili Ayfer ablamla yaptığımız telefon görüşmesini yazmazsam olmaz..<br />
Beni çok güldürdü.<br />
Bu yazıyada çok uygun<br />
<br />
A- Alo Zehra...nasılsın?<br />
B-İyiyim Ayfer abla, sen nasılsın? İstanbul nasıl? eğleniyormusun?<br />
A-..... İyi misin? nasılsın?<br />
B-..?? iyiyim !? keyfim yerinde. Sen neler yaptın oralarda?<br />
A-İyiyiz işte koşturduk.Sen nasılsın asıl? iyisin değil mi? <br />
<br />
Bu arada sesi ilk dakikadan beri garip bir şekilde tedirgin ve endişeli.Ben de anlam veremiyorum tabi niye endişeli olduğuna, sürekli normal hayat akışı ile sorular soruyorum ama o dönüp dolaşıp sağlığımı soruyor.<br />
<br />
B- Ayfer abla ben iyiyim,<br />
A-İlaçlarını alıyor musun?<br />
B-Aaa anladım, sen şimdi Defne Joy öldü diye telaşlandın, bende hastalanır ölürüm diye mi korktun? ha haaa<br />
A-Gülme, ağzına alma hem öyle şeyleri, Allah korusun dillendirme ama alıyorsun değil mi ilacını? Bak ihmal etme. Sende astımlısın bak gencecik yaşında gitti kızcağız.Aman ilaçlarını iç.<br />
B-Alıyorum,sen üzülme canım benim ben iyiyim.<br />
<br />
Sonuçta yaşarken güzel yaşamak lazım.<br />
Mutlu olmak ve mutlu etmek lazım.<br />
yüreğimize sevgi etrafımıza dostluk vermek..<br />
<br />
Ölürken beklentimiz torunlarımın saçlarını okşamış olmak.<br />
Huzurla,ele avuca düşmeden bir gün yatak ertesi gün mezar..<br />
( anneannemin sözüydü, aynende öyle oldu rahmetli gençti aslında 64 yaşında yoktu kalpten yatak bile görmeden göçtü)<br />
Şimdi düşündüm ecdadımı, hepsi kalpten hık hık gidivermiş..<br />
Arada astımdan ölenler var ancak onlar istisna.<br />
Sanırım biz de hık diye kavuşacağız Allahın Rahmetine..<br />
<br />
Uzun ve sıkıcı bir yazı oldu sanırım , affola..Zehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-91266269973797150112011-01-03T10:55:00.000-08:002011-01-03T10:55:59.028-08:00YENİ YILA HOŞGELDİN; KARMAN ÇORMANNereden başlamalı?<br />
Her gece yattığımda aklımda dizelere dökülenlerden mi?<br />
Sonra uyandığımda unuttuklarımdan mı?<br />
Sabah yürüyüşlerinde aklımdan geçenlerden mi?<br />
<br />
Yaşananlarda mı? yaşanacaklardan mı? umut edilenlerden mi?<br />
<br />
Yılı nasıl geçirdik ondan söz edelim..<br />
yılı garip bir havada geçirdim..Fethiye'nin yazı gibi sıcak,yağışkan ve bunaltıcı..<br />
ağustos böceği gibiydik bir ara,<br />
Sonra ağustos böceğinin ilaçla baygın düşmüş hali gibiydik,<br />
Sonra ağustos böceğinin karıncaya özendiği hali gibiydik..<br />
<br />
<br />
Sonra bu yıl taşınma yılı oldu iki defa ev taşıdım..<br />
Bir haftada evi topladım,<br />
Yarım günde tek başıma 170 metre kare evi kıyı köşe temizledim,<br />
Tek başıma 170 metre kare evi 1,5 günde yerleştirip yaşanır hale getirdim.<br />
Övünüyorum, ben bile kendime şaşırdım.<br />
Hızla evi alışılmış düzene geçirmem gerekiyordu, durmadan çalıştım.<br />
Durduğumda şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemedim..<br />
<br />
Hakikaten ben ne yapacaktım?<br />
Evet,<br />
Bu cuma gününe hazırlanacak siparişlerim vardı benm ve ben bu hengamede onu arka plana itiverdim.<br />
Şimdi tekrar hızlıca onları hazır etmem lazım ama nedense bir rehavet içindeyim.<br />
<br />
Yeni yıla dönersek söylenecek tek şey var;<br />
Umutlarım var!<br />
Sağlığımda olursa ne ala..<br />
<br />
Kafam karışık ya, şu siparişi tamamlamamış olmak beni huzursuz ediyor, bu yüzden yazacaklarımı toparlayamıyorum.<br />
<br />
Yoksa aslında paylaşmak istediğim komik ama keyifli anlar var aslında..<br />
<br />
Ah..bir kafamı toplasam!!<br />
Söyleyecek çok şey var..<br />
<br />
En iyisi ben kalkıp şu kurabiyeleri yapayım yoksa hiçbir iş yapamayacağım...<br />
Sonra görüşürüz..Zehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-55701537799939207272010-12-08T12:39:00.000-08:002010-12-08T12:39:31.825-08:00MİMLER VE ÖDÜLLER..İhmal ettim dostlardan gelen mimler vardı onları yanıtlayamadım.<br />
Önce sevgili <strong><em><a href="http://mutfakta1inci.blogspot.com/">Mutfakta1inci Özgen'ciğimin</a></em></strong>.<br />
<br />
1. En sevdiğiniz kelime: <br />
<br />
<em>kızımın dudaklarından dökülen "annem"</em><br />
2.En nefret ettiğiniz kelime: <em>Boşver</em><br />
3. Ne sizi heyacanlandırır?: <em>Yeni başlangıçlar</em><br />
4. Heyacanınızı ne söndürür?: <em>Yavaşlık</em><br />
<br />
5. En sevdiğiniz ses: <em>Denizin sesi,kızımın sesi, bebek gülüşü</em><br />
<br />
6. En nefret ettiğiniz ses: <em>yüksek tonda sesler</em><br />
<br />
7.Hangi mesleği yapmak istemezsiniz? : <em>Yapmadığım tüm meslekleri</em><br />
<br />
8. Hangi doğal yeteneğe sahip olmak istersiniz? :<em>Müzik aleti çalma </em><br />
9. Kendiniz olmasaydınız kim olmak isterdiniz? : <em>Kendim olamayacaksam eğer madem bende cadı olayım</em><br />
<br />
10. Nerede yaşamak isterdiniz?: <em>Şimdilik istediğim yerdeyim</em><br />
<br />
11.En önemli kusurunuz nedir? : <em>Kızınca bırakmam</em><br />
<br />
12. Size en fazla keyif veren kötü huyunuz nedir?: <em>Tatlılar, onları yemek...</em><br />
13. Kahramanınız kim? : <em>Atatürk</em><br />
<br />
14. En çok kullandığınız kötü kelime: <em>Kahretsin</em><br />
15. Şu anki ruh haliniz: <em>keyifli</em><br />
<br />
16. Hayat felsefenizi hangi slogan özetler?: <em>Hayatta savaşmak zorundasın tüm engellerle</em><br />
<br />
17. Mutluluk rüyanız nedir? : <em>Kendi işim olması , tanınmış bir pastacı olmak ve tabii para kazanmak</em><br />
18. Sizce mutsuzluğun tanımı?: <em>umudun ve güvenin tükenişi..</em><br />
<br />
19. Nasıl ölmek isterdiniz? : <em>Zamanı gelince, ben gidiyorum ahali diyerek .</em><br />
<br />
20. Öldüğünüz zaman cennete giderseniz Allah'ın size ne söylemesini istersiniz?: <em>Söze gerek olmaz o an..</em><br />
<br />
bu mimi tüm Blogerlara gönderiyorum.<br />
Sevgili <strong><em><a href="http://benimdenizim.blogspot.com/">BenimDenizim Gülcan</a></em></strong> beni " Lovely Blog Avard " ödülüne layık görmüş.Beni layık gördüğü için sevgili Gülcan'a teşekür ederim.bu ödülüde tüm bloger arkadaşlarıma armağan ediyorum.<br />
sevgilerZehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-33307154340511497132010-12-03T12:11:00.000-08:002010-12-03T12:13:38.556-08:00BLOGGER TEKRAR SORUNLA KARŞIMIZDABloguma girilemiyor, yaklaşık 2 hafta olacak ..<br />
Google yaz et sonuç sıfır.<br />
Şimdilik <a href="http://www.ktunnel.com/">http://www.ktunnel.com/</a> dan girilebiliyor. <br />
Olmadı blogspota döneceğim ama o zamanda şuanda var olan yorumlarım uçuyor.<br />
Bilmiyorum, bakalım düzelmezse pazartesi dönüyorum blogspota..Zehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-13339627640660951902010-10-21T09:05:00.000-07:002010-10-21T09:05:27.089-07:00ÇİNDEN İTHAL AKIL GELECEK AZ KALDI !!Ah şu zeki çözümler !!<br />
<br />
Tarımı baltalayan kararlar bizi tohumsuz bıraktı, toprak verimsizleşti, doğal olarak üretim düştü fiyatlar biraz da sevgili devlet büyüklerimizin yavrularının kurduğu firmaların gelecek yıllardaki anlaşmalarına zemin olması açısından fırladı.<br />
<br />
Domates bu sene aşırı sıcak nedeniyle kavruldu, salça yapılamadı, kışlık domates hazırlanamadı doğal olarak fiyatlar iyice tırmandı salça da rekor fiyata ulaştı. <br />
<br />
Ne yapacak sizce Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı? Çin'den salça alacak! Neden? Talep var mış !!<br />
İçeriği denetlenecek mi?<br />
Tabii ki denetlenecek. Allah aşkına göz ve dokunma ile kontrol edebilen SÜPER güçlere sahip özel memurları var bakanlığın onlar bir bakıyorlar anlıyorlar içinde olanları..<br />
<br />
" Hımm özel ışınlama göz bakışımla salçanın süper olduğuna kanaat getirdim efendim"<br />
"Aferin evladım"<br />
<br />
....<br />
<br />
Tarım ve Köyişleri bakanlığımız evlere şenlik Allah onlardan razı olsun . Çeşit çeşit icat çıkarıp bizi de sağlığımızıda dalgaya alıyorlar. Bize de gülmek kalıyor..<br />
Et ithal ettiler hemde nereden? <br />
Deli dana hastalığının göbeğinden !!<br />
Neden ?<br />
Zavallıların etleri satılmıyor, fakirler Allah rızası için.<br />
Denetim yapıldı mı?<br />
Gümrükte bakarak dokunarak yine SÜPER güçleri olan memurlar inceledi.<br />
Ee satışa çıkınca ne oldu?<br />
Aaa hastalıklı etmiş.<br />
Allah aşkına bırakın bize birşey olmaz ölen ölür kalan sağlarla idare ederiz.<br />
<br />
......<br />
<br />
Süt üreticisini baltalamak için süt tozu aldılar yurtdışından, <br />
İçinde melamin çıktı.<br />
Şimdi süt ithal edecekler,<br />
İçinden fare ilacı çıkarsa şaşmam.<br />
Yine elle koklayarak, bkarak kontrol eder sürerler piyasaya..<br />
<br />
.....<br />
<br />
Neden???<br />
Neden Çin bile melamin çıkan ABD süt tozunu kapı dışarı ederken biz hala çocuklarımıza içiriyoruz?<br />
Neden hasta olduğunu bile bile devletimiz o etleri vatandaşına yediriyor?<br />
Neden ne üdüğü belirsiz süt piyasaya dağıtılıyor?<br />
<br />
Neden?<br />
Neden üreticimiz desteklenmiyor?<br />
Neden ithal edilen ürünler incelenmiyor?<br />
<br />
...<br />
<br />
İthal eden firmalar kimin?<br />
Aracı firmalar kimin?<br />
Para kimlerin kasasına gidiyor??<br />
<br />
Ve biz ,biz vatandaşlar neden kuzu gibi hala yiyor ve içiyoruz?<br />
<br />
...<br />
<br />
Yanıtı basit;<br />
Biz türküz ( yazarken tedirgin oldum, Türk deyince bölücülük yapıyor oldum mu acaba?)<br />
düzelteyim biz anadolu halkıyız.<br />
Fark etmez kökenimiz hepimiz azıcık koyunuz.<br />
Güruhuz, köleyiz, boyun eğeriz, sürüyüz, güdülmeyi severiz.<br />
kısacası bize birşey olmaz.<br />
Zaten öleceğiz bırakın melaminden olsun en azından bir büyüğümüzün sülalesi kurtulsun.<br />
Zaten öleceğiz bırakın etteki hastalıktan olsun başka bir büyük adamın yavrusu kazansın.<br />
Zaten öleceğiz bırakın sütten olsun daha nice iktidar sahipleri nasiplensin.<br />
<br />
Bakanlığımıza ve süper gücü olan memurlarımıza teşekkür ederim.<br />
İnşallah Çin işi kadın erkek ve çocuk ithal ederde bu memleketi bizim gibi aman boşver halkındanda kurtarırlar.<br />
Gerçi ona daha var, daha hazır ekmek,su,hava,meyve posası,zeytin,ağaç,çiçek,toprak akıl falan ithal edecekler.<br />
Çocuklarımıza artık masal gibi gelecek dalında domates, inekten alınan süt.<br />
<br />
Ama hepimiz sayesinde hepimize de büyük bir teşekkür !!!Zehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-27161056125785373732010-10-17T23:02:00.000-07:002010-10-17T23:02:00.314-07:00İTHAL SÜTE HAYIR !!!Artık sütü ble ithal eden bir ülke oluyoruz. Kutlarım sevgili devlet büyüklerimi, bereketli toprakalrı ancak böyle bereketsizi şe yaramaz hale getirebilirlerdi.<br />
İçinde ne oldu belli olmayan, denetimsiz, yada sözde denetimli bu sütleri protesto ediyorum.<br />
Almayacağım, çocuğuma içirmeyeceğim !<br />
<br />
<br />
<em>15.10.2010, Dünya</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Ali Ekber YILDIRIM / TARIM DÜNYASINDAN</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Birkaç gündür okurlar soruyor; "Ali bey, süt ithal edilecekmiş doğru</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>mu?"</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>'Doğru' yanıtını alınca tepkileri çok farklı oluyor.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Soruyu soran çiğ süt üreticisi ise; "desenize battık, hepten yok</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>olduk" diyor.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Süt hayvancılığına yeni yatırım yapmış veya yapmayı düşünen</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>girişimciyse; "o zaman bize niye sıfır faizli kredi verip yatırım</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>yaptırıyorlar" diye söyleniyor.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Bazı okurlar ise öfkesini bizden çıkarıyor. Sanki ithalat kararını biz</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>vermişiz gibi, kızgın ifadelerle ağzına geleni söyleyip telefonu</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>kapatıyor.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Hiç kimse çiğ süt ithal edileceğine inanmak istemiyor.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Fakat ortada da ithalatı öngören Bakanlar Kurulu Kararı var.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Resmi Gazete'nin 6 Ekim 2010 tarihli sayısında yayınlanan "Bazı Tarım</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Ürünleri İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanması Hakkında Karar"a</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>göre, 31 Aralık 2010'a kadar 2 bin 500 ton süt ve krema, 2 bin ton</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>tereyağı gümrüksüz ithal edilmesi öngörülüyor. Aynı kararla 9 bin ton</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>soya yağı, 9 bin ton ayçiçeği tohumu, aspir veya pamuk tohumu yağları,</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>ve daha bir çok bitkisel yağın sıfır gümrükle ithalatına da izin</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>veriliyor.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Bu ürünler yıllardır büyük oranda ithal edildiği için kimseyi</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>şaşırtmıyor.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Dikkat çekici ve ibret verici olan süt ithalatına izin verilmesidir.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Bildiğimiz kadarıyla Türkiye ilk kez süt ithalatına izin veriyor.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürü Muzaffer</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Aydemir, HaberTürk Gazetesi'ne yaptığı açıklamada," Açılan ithalat</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>kotası süt ve karşılığı süt tozu içindir. Bu konuyla ilgili bilgiye</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>sahip olan Dış Ticaret Müsteşarlığı'dır. Ama gelecek olan sütün</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>sağlığı ile ilgili kimsenin şüphesi olmasın. Biz örneklerini alıp</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>gereğini yaparız."</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Koruma Kontrol Genel Müdürü Muzaffer Aydemir, ithalatın yapılacağını</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>doğruluyor. Hatta ithal edilecek sütün sağlığı konusunda şüphe</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>duyulmamasını çünkü kendilerinin gerekli denetimleri yapacaklarını</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>söylüyor.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Yakın zamanda bakanlığın nasıl denetim yaptığını herkes gördü. 2009</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>denetimleri açıklanırken önce bebek mamalarında ağır metal kurşun</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>tespit edildiği açıklandı. Sonra yanlış bir anlama olduğu bebek</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>mamalarında ağır metal olmadığı duyuruldu. Denetim konusunda</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>bakanlığın güvenilirliği ne yazık ki zayıf.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>İthalata gelince, denilebilir ki, yılda 11-12 milyon ton çiğ süt</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>üreten Türkiye'ye 2 bin 500 ton süt ithal edilse ne olur, edilmese ne</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>olur?</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Unutulmamalı ki, ithalatla ilgili kararlar hep böyle küçük ve sembolik</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>miktarlar ile başlar. Deyim yerindeyse önce küçücük bir delik açılır.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Sonra delik büyütülür ve kapılar sonuna kadar açılır.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Canlı hayvan ithalatı da böyle başlamadı mı?</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>İlk ihale sadece 4 bin 25 tonluk canlı hayvan ithalatını kapsıyordu.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Sonra peş peşe ihaleler yapıldı. Et ve Balık Kurumu sıfır gümrükle</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>ithalata başladı. Sonra ithalat ihalesi 50 bin tona kadar çıktı.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Bakanlar Kurulu, 100 bin ton canlı hayvan ithalatının sıfır gümrükle</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>yapılması yönünde karar aldı. Toplamda ithalat izni kısa zamanda 120</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>bin tonu aştı. Daha da devam ediyor.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Yetmedi, besilik hayvan ithalatına kapı açıldı. O da yetmedi, özel</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>sektöre ithalat yetkisi verildi. Gümrük vergisi canlı hayvan</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>ithalatında önce yüzde 135'ten yüzde 40'a sonra yüzde 30'a düşürüldü.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Bu da yetmedi yıllar sonra karkas et ithalatına izin verildi. Özel</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>sektörün ithalat yapması için gümrük vergileri düşürüldü. Yaklaşan</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>kurban bayramı öncesinde kurbanlıkların da ithal edilmesine karar</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>verildi.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Önemsizmiş gibi görünen 4 bin 25 tonluk ithalatla açılan kapı sonuna</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>kadar açılmış oldu.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Bütün bu kararlar alınırken bu işin sonunun çiğ süt ithalatına</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>varacağını defalarca yazdık, televizyon programlarında dile getirdik.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Kimse inanmadı. İnanmak istemedi. Fakat sonunda korkulan oldu ve 2 bin</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>500 ton sütün ithalatına izin çıktı. Bunun devamı mutlaka gelecektir.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Damızlık inek, kasaplık sığır, besi hayvanı, kuzu, koyun, kurbanlık</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>büyük ve küçükbaş hayvan, karkas et ve en nihayetinde çiğ süt ve</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>tereyağı ithal ediliyorsa, hükümetin hayvancılık politikası resmen</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>iflas etmiştir. Bunun birinci derecede sorumlusu bu politikanın</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>yürütücüsü olan Hükümet ve Tarım ve Köyişleri Bakanı ve</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>bürokratlarıdır. Atılan her adım, verilen her kuruş destek ithalata</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>gidiyor. Bu tabloyu değerlendirenler haklı olarak soruyor, Tarım</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Bakanı istifa etmek için daha neyi bekliyor?</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Çiğ süt konusunda sorun sadece ithalat kararının alınması değil. En az</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>ithalat kadar tehlikeli bir süreç yaşanıyor. Son dönemde yem fiyatının</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>yüzde 15-20 oranında artması ile yem ile süt fiyatı başa baş noktaya</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>geldi. Üretici bir litre süt satarak ancak bir kilo yem alabiliyor.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Böyle dönemlerde üretici süt hayvanını kesime götürüyor. 2007-2008'de</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>de böyle olmuştu. Yaklaşık 1 milyon süt hayvanı kesime gitti. Bugün</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>yaşanan krizin temelinde o dönemde süt hayvanlarının kesime</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>gitmesidir. Önlem alınmazsa bir kez daha süt hayvanları kesime</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>gidecek. Et üretimi geçici bir dönem artacak. İthalatla düşürülemeyen</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>et fiyatı belli bir süre düşecek. Fakat, daha sonra bugünden daha</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>büyük bir et krizi yaşanır. İthal ete muhtaç olan Türkiye, ithal süte</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>de muhtaç olur.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Yem firmalarının yöneticileri, hammaddeleri büyük oranda ithal</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>ettiklerini fiyat artışının bundan kaynaklandığını söylüyor. Fakat,</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>ithalat yapmayan yem üreticileri de yaşanan kriz ortamından</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>yararlanarak fiyat yükseltiyor.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Özetle, süt üreticisi korku ve endişe içinde. Çiğ süt ithalatına izin</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>verilmesi ve yem fiyatındaki artış üretimi ve üreticiyi tehdit ediyor.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Türkiye yeni ve daha büyük bir et krizine sürükleniyor.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em>Zehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-15043914110121526932010-10-11T04:08:00.000-07:002010-10-11T04:08:09.599-07:00SOFT FOOD İSTANBUL KONVIVIYUMU; YAĞ,SÜT,YOĞURTLütfen kendiniz ve aileniz için bir iyilik yapın ve araştırın.<br />
Neyi mi?<br />
Yedirdiklerinizi, yediklerinizi, kulandığınız kremleri,makyaj malzemelerini kısacası para verip aldığınız ama sizi zehirleyen sevdiklerinizi zehirleyen herşeyi.<br />
<br />
Ben yapı gereği bazı konularda zaten takıntılıyımdır.<br />
Öyle televizyonda söylendi, gazetede okundu,ünlü doktor dedi diye hayatıma hemen birşeyi geçirmem.<br />
İnsanların hata yapableceklerini, bilinen gerçeklerin değişebileceğini, sermayenin parayla herkesi satın alabileceğini düşünürüm.<br />
<br />
O yüzden kim ne derse desin margarini evimin kapısından sokmam.<br />
Madradan halis tereyağımı alırım paramı o üreticiye veririm hel olsun hoş olsun.<br />
Margarin sonuçta sonradan üretilmiş sentetik birşey, doğal değil.<br />
Doğal olan tereyağına damarlarınızı tıkar yemeyin diyenlere soruyorum;<br />
Doğal olmayan yani doğada olmayan birşey nasıl tıkamıyor damarlarımı? <br />
Üzgünüm vücuduma ve sevdiklerimin vücuduna bunları bilerek sokamam!<br />
<br />
Zeytin yağını da üreticiden alırım param ona gitsin, o kazansın.<br />
Bakmayın siz medyaya inanın çok temiz, dürüst üreticiler var.<br />
Hem tadıp alıyorsunuz.<br />
Ayrıc zeytinyağı alırken aldıktan sonra saklama yöntemini de bilmek lazım.<br />
Mesela ben asla pazarda orada burada plastik şişede satılan güneşin altında kalmış yağı almam.<br />
Plastikte olması bile yeter almama..<br />
Zeytiyağ özeldir, yapısı narindir.<br />
Güneşte durmaya gelez, plastikte ağzı açık kapta durmaz.<br />
En güzeli cam kavanoz şişelerde ağzı sıkı sıkı kapalı ve gölgede beklemeli ki acımasın.<br />
Tenekede olsa bile açınca hemen cam şişeye alın.<br />
<br />
Yağsız süt, yoğurt kullanamam diyet ürünlere inanılmaz gıcığım.<br />
İşlem görmüş olması beni hep rahatsız eder.<br />
Son dönemde süt üzerine oynanan oyunları okudukça, medyanın doktorların son hızla "kötü, kaka" dedikleri çiğ sütü aldığıma bir kez daha sevindim.<br />
Kaynamaya başlayınca sütü 20 dk kadar kaynatıyorum.Sonra yoğurdumu yapıyrum inanın piyasada yediklerimiz yoğurtlar yoğurt değil.<br />
Çok kolay yapması..<br />
Üşenmeyin çocuklarınıza siz çiğ sütten tazecik yoğurt yapın.<br />
<br />
Sizleri <strong><em><span style="color: blue;"><a href="http://fikirsahibidamaklar.blogspot.com/">Soft Food İstanbul 'a / Fikir sahibi damaklara</a></span></em></strong> yönlendiriyorum. Lütfen üye olun , inanılmaz bilgilendim ben kısa sürede.<br />
Keşke İstanbul da olsaydım dedim defalarca..O etkinliklere ve dayanışmaya fiziken de katılmayı arzu ederdim.<br />
<br />
Benim yazdıklarım hiçbirşey, sadece şahsi tavrım ama <strong><em><span style="color: blue;"><a href="http://fikirsahibidamaklar.blogspot.com/">bu konviviyumda</a></span></em></strong> bu konularda uzmanlar, üreticiler konuşmakta.<br />
<br />
Sevgiler..Zehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-83482105427836444432010-08-23T01:42:00.000-07:002010-08-23T01:42:55.178-07:00ERKEK EGEMEN ZİHNİYETTE ....Toplumumuzda çocuk ve kadın istismarı bu kadar yaygın, tecavüz bu kadar kanıksanmışken bizlerin durup düşünmesi gerek.<br />
Herşeyin aleni, sapkınlığın gizlice yaşandığı bir yerdeyiz.<br />
Maalesef aile kutsallık koruma vb bunlar masal.<br />
Bakın geçmişimize 10 yaşındaki kızlar 40 yaşındaki adamlara en fazla bir inek karşılığında satılmıştır.<br />
Bu denli çocuğun ve kadının söz hakkı olmadığı döverek istemediği adamlarla dedelerle evlendirildiği bir toplumda tecavüzde doğal sayılıyor.<br />
<br />
Küçük bedenler sapık ve sapkın ama ve hatta toplumda saygıyla adından söz ettiren adam kılıklı tiplerin koynuna sokulur..<br />
Burada önemsiz ayrıntı çocuğun yaşadığı travmadır.<br />
Burada önemsiz ayrıntı o bireyin sönen hayatıdır.<br />
Önemli olan ise sapık bir tatmini yaşayan ve bunu toplumda hoş gösteren adamın hisleridir.<br />
Genel geçer bir durum olarak kanıksamışız çocuk+erişkin evliliklerini..<br />
Utancımızdan buna kızların daha erken erişkin olduklarını söylemişiz.<br />
Erkeğin yaşının büyük olmasının daha iyi olduğunu tekrarlamışız.<br />
Analarımızda böyle evlendi diye doğalmış gibi göstermeye çalışmışız..<br />
Olmadı kuyruk salladı erkektir yapmış deriz <br />
Bu ise erkek olmanın verdiği rahatlık,<br />
Erkeğim hayvanım hayvani dürtülerle yaşarım ,<br />
Beynimde cücük gibidir , aslında kafatasım göstermelik asıl altta sallanan minik et parçasında beyin nöronlarım maalesef o da küçüklüğünden sadece bir iki nöronu sığdırabilmişim demeye gelir ki<br />
Erkeklerimizi alçaltmanın bir başka yoludur.<br />
Ama siz hala erkeklerle ilgili onlar çocuktur diyorsanız<br />
Oldu ,gelin erkeklerin 115 yaşında aslında erişkin olacağını, o yaşa kadar da yaşayamadıklarından yaptıklarından mesul tutulamayacaklarını yasaya geçirelim olay bitsin.<br />
Ama bu durumda iş hayatında da yetişkin ve davranışlarından mesul olmayan bu cinsin olmaması gerek ve tabii mecliste de !??<br />
<br />
Adına ne derseniz deyin, nasıl göstermek isterseniz isteyin, kuruk sallamıştır, tahrik etmiştir, zırttı pırttır fark etmez.<br />
Taciz ve tecavüz yapanın suçudur!<br />
Çocuklarımızı korumak ise sadece bizim görevimizdir.<br />
<br />
Sonuçta çarpıklık çarpıklıktır.<br />
Buna karşı savaşmak bireyin sorumluluğudur.<br />
<br />
Bir anne ve kadın olarak, önce cocuk istismarı yapan sapık hayvanların yaşamalarına karşıyım.<br />
İdamın bu sapıklar için kesinlikle uygulanması gerektiğine inancım sonsuz.<br />
<br />
<br />
sağlıklı bireylerin yaşadığı bir toplum için...Zehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-52743150951593495522010-08-13T06:47:00.000-07:002013-05-04T11:51:43.527-07:00ÇANAKKALE İÇİNDE VURDULAR BENİ , ÖLMEDEN MEZARA KOYDULAR BENİ GENÇLİĞİM EYVAH !!!!Bazı zamanlar insana nerden geldiği bilinmez bir hüzün sarar beni.<br />
Bir gözyaşı gelir yuvalanır, bıraksam düşecek.Ama izin vermem ,yutkunurum..<br />
<br />
Böyle zamanlar önce bir türkü ile çat kapı gelir,<br />
O türkü o insanı getirir..<br />
O insan anıları, acıları, kayıpları,özlemleri..<br />
<br />
O benden 2 yaş küçüktü.<br />
Ailemize katıldığında yengemi de kabullenme zamanımdı.<br />
Daha 4 yaşındaydım ama hatırlıyordum onun annesinin memesini açlıkla çekiştirmesini ,<br />
Ve bir gün bende olmayan mememi ona uzatmış ama alamamasını anlayamamıştım.<br />
Annemlerin gülüşmeleri ile son bulmuştu bu meraklı girişimim.<br />
Onun siyah kuzguni saçları beyaz teninde ışıldar, gözleri kocaman kara bir zeytin gibi size dikilirdi..<br />
Çoğu zaman Adana'da anneannesiyle olurdu o yüzden fazla oyun anımız olmadı.<br />
Okul çağımız gelmişti.<br />
Biz okulluyduk zaten, o yeni başlamıştı ama bir öğrenme güçlüğü vardı.<br />
Kekelerdi, yavaş konuşurdu ama bunun dışında normaldi..<br />
Bu bile büyüktü aile için sorundu, onu doktor doktor gezdirdiler.<br />
Önce Hacettepe'de sonra İstanbul'da tedavilere soktular.<br />
İstanbul'a yürüyerek gitti, aylar sonra sandalyede döndü.<br />
Birde teşhis koymuşlardı; Parkinson, çocuklarda binde bir görülen cinsten.<br />
Her gün özel ilaçlar alıyor bu ilaçlar doktorla sıkı iletişimde arada dozları ayarlanarak değiştiriliyordu.<br />
Yıllar geçtikçe o kalkamaz oldu, ilaçlar kaslarını eritti,<br />
Dişleri döküldü,<br />
Bel kemiği kaydı,<br />
İç organları küçüldü,<br />
Akşamları şiddetli ağrılar yaşamaya başladı<br />
Ancak verdikleri özel ilaçlar geçirebiliyordu bu ağrılarını.<br />
Konuşması dişleri döküldüğünden bozuldu,<br />
Oturmaktan ve yatmaktan o ince et dokusunda yaralar oldu, bunlar acısına acı kattı.<br />
Ve artık 15 yaşındaydı..<br />
Tekrar bir umut Parkinsona çare bulan bir doktora zar zor randevu alıp götürdüer.<br />
Döndüklerinde hayalkırıklığı ailemizi sarmıştı.<br />
O parkinson değilmiş. Basit bir çocuk hastalığı geçirmiş ancak İstanbul Tıp Fakültesinde bile bile ona deney kobayı yapmak için doğru ilacı vermeyip parkinson ilaçlarını denemişler üzerinde.<br />
Amaç ilerde parkinsonlulara umut olacak ilacı keşfetmek.<br />
Gencecik bir çocuk bunun için ölürmüş kime ne?<br />
Ancak yıllardır aldığı bu ilaçlar kas, kemik ve iç organlarını tamamen bitirmiş..En fazla 2 yıl dedi doktor.<br />
2 yıl sonra ölecek..<br />
Tam 10 yıl yaşadı, inatla, gözyaşı ve umutla..<br />
<br />
Arada ölümün ayak sesleri ağrılarına katılınca isyan ederdi,<br />
"Çanakkale içinde vurdular beni, <br />
Ölmeden mezara koydular beni ,<br />
Gençliğim eyvah!" <br />
der ağlar, intizar ederdi Allaha..<br />
"Neden ben? ben daha gencim ben ölmemeliyim, babannem yaşlı o ölsün Allahım ne olur" der ağlardı..<br />
Biz de ağlardık, kaçıp başka odalara..<br />
Sonra kırgınca yanına gider "aa yeter Dido, sen iyileşeceksin "derdim.<br />
Hala çok güzel olan o zeytin siyahı gözlerini diker "evet" derdi,<br />
Başlardı oyunumuz hemen yaşlı gözlerinde kıvılcımla.<br />
"Ben iyileşince abla dansöz olacağım, bir sürü sevgilim olacak" derdi muzipçe gülerek<br />
"nee sen bizim namusumuzu iki paralık edemezsin seni vurur amcam "der kızardım..<br />
"Sen o..pu mu olacaksın küçük hanım dur bakalım?"derdim<br />
Gülerdi ağız dolusu "evet, evet, iyileşeyim gör bak bende gezeceğim senin gibi, arkadaşlarım da olacak, sevgilimde " derdi..<br />
<br />
İyileşmek için azmederdi, ellerinin titremediğni o sandalyeden kalkabileceğini hayal ede ede 25 yaşına kadar direndi..<br />
<br />
Bir Haziran akşamı ciğerleri iflas etti, kalbi durdu.<br />
Sabah onu soğumuş buldu anası..<br />
Küçücük vücuda, tertemiz bir kalbe sahipti..<br />
Gerçekten bir melekti çünkü hiç yaşamamıştı..<br />
Sadece sağlıklı olmaktı dileği ama doktor amcaları onu ve ailesini arkadan bıçaklamıştı..onun ölmesine karar vermişlerdi..<br />
<br />
O bir gece bir dakikada ruhunu verdi,<br />
Acıları bitti<br />
Utancı bizde kaldı yaşadığı haksızlığın.<br />
Ve benim o gece çocukluğum bitti..<br />
Didemle birlikte anılarım öldü.<br />
<br />
Ne zaman hayattan bıksam Dido gelir aklıma,<br />
Onca acısına, yaşadıklarına rağmen inatla yaşayacağım diye bağırdığı anlar gelir aklım<br />
UTANIRIM !<br />
<br />
Umutla tutunuşu, ağlarken gülüp, hayata tutunuşu gelir<br />
UTANIRIM !<br />
<br />
Didom, bu mübarek günlerde, babacığın sevgili amcamın ölüm yıldönümüne sayılı gün kalmışken bir türkü ile çaldın yine usumu..<br />
<br />
Allahtan gani gani rahmet diliyorum sana meleğim.<br />
Güzel uyu babanla ebedi istirahatinde..<br />
<br />
Seni seven ablan.Zehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-17804477526018783132010-07-22T14:17:00.000-07:002012-10-24T09:50:50.848-07:00HATA BENDEZaman ...<br />
Azgın bir nehir sessiz bir dere gibi taşlarımı, çakıllarımı, ağaç köklerimi yalaya yalaya, savura savura geçiyorsun.<br />
Bakıyorum ve göremiyorum,<br />
Sen yavaş yavaş benden aldıklarınla nerede ne kuruyorsun?<br />
<br />
Geçmiş...<br />
Tatlı tebessümle en acı anları anarken<br />
İşte o an, zaman tatlı bir esinti gibi geliyor.<br />
Esmişim, yağmışım, gülmüşüm ağlamışım..<br />
Bir ömre kaç aşk sığdırmışım?<br />
Ana kucağında baba evinde ne çok şımarmışım..<br />
<br />
Şimdi...<br />
O sözü veripte ne zaman unutmuşum?<br />
Hani anı yaşayacaktın Zehra?<br />
Hani yaşamın tadına lezzetine ve zevkine varacaktın?<br />
Hani az uyuyup çok gezecek görecektin ?<br />
Söz vermiştim..<br />
Hayatta ahtapot gibi değil taze bir bahar dalı gibi kalacaktım...<br />
Sığmıyorum kabıma<br />
Sığamıyorum hiç bir yere..<br />
İçimde kurtlar uluyor,<br />
Bıraksam aya methiye düzecekler ama son gücümle sesleri susturuyorum.<br />
<br />
<br />
Sonrası..<br />
Şimdide gizli ya<br />
Elim varmıyor şimdiye..<br />
<br />
Neşeti koymuşum ..<br />
Gözlerim doluyor, <br />
En azından müzikte buluyorum keyfimi..<br />
Melankolik bir dönem işte,<br />
Sıcaklar , arzular , özlemler , kırgınlıklar ve iç hesaplaşmalar..<br />
Hesap vermekten kendime hayatı unutuyorum.<br />
<br />
Sonuç...<br />
Hata bende<br />
Evde 3 günden fazla oturmak bana hiç bir zaman iyi gelmedi, şimdi neden gelsin?Zehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-76363141685034494542010-07-20T14:12:00.000-07:002010-07-20T14:12:47.822-07:00SIKINTILI YAZILAR SERİSİ IYazı yazmak istesem de zorlanıyorum,<br />
Kalem ve kağıtla ödeştim klavyeyle daha çözemedik sorunumuzu.<br />
Baktım sevgili Asortik yazısında derdime tercüman olmuş.<br />
Ne kadar benim bu yazılar ve düşünceler diyorum geri dönüp okuduğumda..<br />
Sonra aklıma geliyor, paylaştığım her şey artık benden çıkmıştır,<br />
Benden bir parçadır ama artık benim değildir, sahibi olamam, dönüşecek ve değişecek anlamı..<br />
<br />
Her zihinde başka bir anlam ve başka bir kapıya vuracak yolunu..<br />
Her bilinçte bambaşka bir renge bürünecek.<br />
<br />
Düşünüyorum... bu sıralar yaptığım tek şey.<br />
Yok hayır memnunum..<br />
Bazen düşünmeden geçiyor günlerim, oysa kafa yormak lazım hayata..<br />
<br />
İnsanları ve davranışlarını bir adım geri gidip incelemekten hoşlansam da <br />
O kadar kolay incinmesem de<br />
Kendimi başkalarından daha fazla eleştirip, yersem de<br />
Hayatı hayat olarak alıp öyle yaşamaya çalışsam da<br />
İçimdeki öfkeye dur diyemiyorum..<br />
<br />
Beylik laflarla kafamı ütülemekten kaçınıyorum, bazen kolaya kaçıyorum biliyorum.<br />
Zor olana düşkünüm..<br />
Bu yüzden tökezliyorum,<br />
<br />
Öfkeleniyorum berelendikçe..<br />
Hiçlikten doğup büyüyor hıncım.<br />
<br />
Bu sıralar sıkıntılı ruhum..<br />
Yazılar üstüme üstüme geliyor.<br />
Derdim kendimle..<br />
<br />
Ah Fethiye ne denli sıcaksın, ruhum gibi nemli yapış yapış bir anda serin rüzgarında ferahlatırken diğer yanda yakıyorsun !<br />
<br />
Ah.. farkındayım amacın beni eritmek, bir kalıpta kendince şekillendirmek ama ben şekle gelemem.<br />
Ah Fethiye ne sıcaksın, ne yapış yapış havan !<br />
Bir alışınca dinginliğine tembellikle sarıp sarmalayan.<br />
Farkındayım beni alıştırıyorsun ama ben alışmaktan hiç hoşlanmam.<br />
Uykuda bile inat açarım gözümü,<br />
Rüyamı izlerim dışardan sırf o güzel rüyaya bile alışmamak için.<br />
<br />
Bu yüzden huzursuz kalbim.<br />
Hep dürtmekten yorgun..<br />
Fethiye, güzel koylarınla beni baştan çıkabilirsin ve yeşil dağlarınla kolarında sarıp sarmalayp mavi denizinde huzur verebilirsin.<br />
<br />
Tüm bunları seve seve alırım.<br />
Ama alıştırma beni..<br />
Sonra kusurarını göremem, sen de benimkileri öylece kalırız.<br />
Kusurlu, değişmeden gelişmeden..<br />
<br />
Vaz da geçebiliriz birbirimizden ama şans vermeliyiz sorularımıza.<br />
Sıcağınla beni boğmadan önce düşün belki kaybedeceğiz ama kazanacaklarımız da var !<br />
<br />
Sen sor önce neden?<br />
Ben devam ederim bende soru çok.<br />
Hainlikse hainlik olsun, ama çok geride kalmışsın<br />
Güzelsin bir genç kız gerdanı gibi koyların ışıl ışıl..<br />
Ama bir yanın içi geçmi koca karı misali çöreklenmiş kalmış.<br />
<br />
Gel sen de ben de muhasebemizi yapalım.<br />
Kaybedeceklerin yanında kazanacaklarını düşün..<br />
<br />
Serin esen rüzgar penceremden girdikçe rahatlıyorum<br />
Gözüme daha bir güzel geliyor gece..<br />
Anladım bu gece de uyku yok bana..<br />
<br />
Sanki geceleri bana daha bir yakınsın Fethiye.<br />
Bir de şu kalabalığın olmasa...Zehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-89830897304411459382010-05-26T13:13:00.000-07:002010-05-26T13:13:56.803-07:00MEMLEKETİN MALI DENİZ, YEMEYEN DOMUZ !!!!TV de haber izlemekten sıkılıyorum, hatta açık oturumlarlardan nefret ediyorum.<br />
Ve hatta siyasetçilerden sıtkım sıyrılmış haldeyim.<br />
<br />
PEs yani diyorum, başka da birşey diyemiyorum.<br />
Milletin derdinden kime ne? siyasetçilerimiz yine gündemi kendileri belirlemiş durumda.<br />
<br />
" O bana şunu dedi, sen bana bunu dedin"<br />
<br />
Ahh ahh parlementodakilere sesleniyorum. <br />
Yeter artık ucuz siyasetiniz, yeter artık basit söylemleriniz, yeter artık herşeyi kendinize göre yontmanız, çalıp çırpıp birde üste çıkmanız ! <br />
<br />
Bir de televizyonda programlara çıkıp ne olur " millet böyle düşünür, böyle der" diye neyi nasıl görüp nasıl düşüneceğimizi söylemeyi kesin !<br />
<br />
Birbirinize bey mi dersiniz? paşa mı? ağam mı? umurumda değil .<br />
Siz önce bu memleketin asıl dertlerini çözün, çözebilirseniz.<br />
Birileri kaç yıldır tek başına iktidarda çözemedi? Gerçi onların derdinin çözmek olmadığını da anladık. Gerçi birde tersten bakarsak çoluk çocuk ve torunlarının derdini çözmüş durumdalar. ( kıskandık tabii)<br />
<br />
Amaan boş verin beni okuyanlar, aslında siz de boşverin. <br />
İktidarın ne olduğunu da artık hepimiz biliyoruz.<br />
İktidar = Güç=Para= 72 sülaleniz yaşadı !!!! ( iki kere kıskandık )<br />
<br />
Bu sözümde babama ; Ahh babam ahh bir vekil olaydın da bize de bir iki ihale düşseydi !!!! <br />
<br />
Türkiye'nin kaderi kim gelirse gelsin yemek mi acaba? <br />
<br />
Siyasi görüşünüz ne olursa olsun iktidara gelirsen yemeyen domuz olursun !!Zehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-59378215150003352522010-05-02T02:36:00.000-07:002010-05-05T03:35:11.687-07:00PARA VE NÜFUS EŞİTTİR ÜSTÜNLÜKSizlere bir hikayem daha var...<br />
Hikayemizinbaş kahramanı olmayan ülkede yaşayan Hello Kitty'dir. Kitty anne olmuş yavru enikleri ile ilgili kaygı yaşamaktadır.<br />
Aşağıda onun düşünce ve duygularını kendi ağzından okuyacaksınız. Anlatılan olayların gerçek hayatla ilgisi yoktur.Olaylar,kişiler,düşünceler ve tüm kurgu tamamen uydurmadır , dikkate almayınız .<br />
<br />
<em>"Eğer paranız varsa, hükümete yakınsanız yani hükümetle aranız iyiyse, tanıdıklarınız arasında hakim, savcı, bürokrat ve milletvekilleri varsa herşeyden ve herkezden üstünsünüz.</em><br />
<em>Tabi bu hukukun kişiye göre eğilip büküldüğü, bir kere delinse ne olur deyip delindiği, kanun ve cezaların uygulanmadığı ülkelerde böyle.</em><br />
<em>Bizde nasıl?</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Bizde gazeteleri okursanız anlarsınız nasıl olduğunu.Mesela bir iki gazete başlığını alırsak tablo gün gibi ortaya çıkıyor;</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><strong>1- M.A cinayetinde tahliye! Baba M N G tahliye oldu</strong>.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Nerede görülmüş kurbanın tırnaklarında DNA'sı bulunupta salıverilen? Tabii ki bizde. Daha ilk günden salıverilen anne baba annenin kaçması, babanın- medyanın ve vatandaşın zorlaması ile -tutuklanması, CG teslim olması hepsi bugün olanların ve yarın olacakların resmini ortaya sunuyor.</em><br />
<em>Aslında M A nın anne ve babasının bu kadar dişli çıkacağını tahmin etselerdi baba oğul başka bir kurban bulurlardı mesela varoşlarda top oynayan bir fakir aile kızını !?, maalesef tahmin edemedikleri için 1 yıldır bu aile ile uğraşıyorlar. Ama sorunda değil birkaç ay yatıp kurtulacaklar bu işten. Biraz yıprandı aile o kadar yada babanın mektubunda oğluna söylediği gibi " sadece duvara tosladık" sorun değil toparlarız. "Sayın hakimler savcılar sağ olsunlar bizi kollar gözetir sen üzülme oğlum ben sana delik deşik edecek başka fakir çocuklar alırım ama bu defa toslamadan işi halederiz." Aile nüfuslu onları içerde fazla tutamazsınız, cemiyetin önemli isimlerinde onlar, C bir cahillik etmiş kızı doğramış, zengin yavrumuza çok mu?</em><br />
<em>Bu tahliyelerin ardından C artık zorunlu olarak hakim amcasının içi kan ağlayarak 5 yıl ceza alacak, iyi halden 2 yıla düşecek daha 6. ayında "çocuk hükümlülere af" tan dışarı çıkacak. Yaşasın Adalet !!!</em><br />
<em>Bizim gibi beş parasız pis fakir ve nüfussuz ailelerin yavruları bu ve bunun gibi zevk için, spor için cinayet işleyen ailelere feda olsun. Zaten biz niye büyütüyoruz çocuklarımızı? onlar keyifle psikopatlık yapsınlar diye.</em><br />
<em>Onlar bu şekilde aklansalar bile en azından benim gibi zavallı önemsiz bir annenin gözünde suçlular! </em><br />
<em><br />
</em><br />
<strong><em>2-S ilimizde 1 yıl önce 8 liseli 2 bebeğe tecavüz etti, 1 bebek öldü.8 çocuk hakkında hiçbir soruşturma yapılmadı!</em></strong><br />
<em>Neden? Bu 8 çocuk kimlerin çocukları? Ben bilmiyorum ama fakir ve çevresi olmayan zavallı bir aileden olduklarını sanmıyorum.Öyle olsa mahkemelerde baklava çalan çocuklar gibi lime edilir yıllarca hapis yatarlardı. Onlarda zevk için iki bebeğe tecavüz edip öldürdüler. Bakınız CG ve ailesi gibi. Ama kıllarına dokunan olmadı. Ölen bebeğin ailesi para alıp sustu.Hatta bebeği götüren kız cezalandırıldı.</em><br />
<em>Suçlular? onların aileleri nüfuslu emin olun onlar aşiret ailelerinden, onlar bürokrat çocukları,onların yakınları var milletvekili, belediye başkanı, vali vb.. ölenin yakını yok. Bu basit vatandaşlar zaten ölecekti belki de hastalıktan? bakımsızlıktan? 8 delikanlıya zevk nesnesi olarak ölmüş çok mu? Bizim aslanlarımız sapıkmış? cani psikopatmış? ceza almadıkları için herşeyi yapacaklarına iyice inanırlarmış? ne önemi var? zavallı cani sapıkların hayatını bir bebek için kim karartabilir? hangi şerefli savcı onlar için suç duyurusunda bulunabilir? hangi şerefli hakim onları hapise atabilir?</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Bu kamu vicdanındaki yaralardan sadece ikisi!</em><br />
<em>Daha niceleri var!</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Nice yazarlar, düşünürler, profesorler,doktorlar,savcılar cumhuriyeti kollayıp korudukları, bu çarpık suç bağımlılarına dur dedikleri, yanlışları söyledikleri için hapiste çürüyor.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Nice tecavüzcü,hırsız, cani,seri katil aramızda elini kolunu sallayarak dolaşıyor.</em><br />
<em>Öldürmek için sahip olacağınız yegane şey P deki 8 çocuğun ve C G nin ailesinin sahip olduklarına kavuşmak gibi görünüyor. </em><br />
<em>Biz ailelerin içi sızlıyor, bu adaletsizlik, keyfilik, adam kayırma, suçluyu kollama devam ettiği sürece de sızlayacak. Çünkü yarın başımıza bir iş geldiğinde arkamda devletim var, adalet var, bu memlekette hakim var savcı var haklıyı kollar diyemeyeceğiz. </em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Nüfuslu tanıdığım var, para saçtığım yerler var, zenginim, nüfusluyum diyebiliyorsanız içiniz rahattır tabii...</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Toplumun bilincinde açılan yara çok büyük, kendi kanunlarını ve cezanı işletmeye kadar varacak bir yara.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Bir an önce sağduyulu yetkililerin işlerini doğru yapmalarını, suçluları ödüllendirmekten vazgeçip ceza sistemini uygulamalarını,düşüneni ve konuşanı değil, eylemleri ile en mukaddes insan hayatını sona erdirenleri cezalandırmasını temenni ediyorum.</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Biz anneler yavrularımızı psikopatlar için yetiştirmiyoruz, bir anne olarak kaygılıyım. </em><br />
<em>Çocuğumu bu nüfuslu zengin psikopatlardan nasıl koruyacağımı düşündükçe kaygılanıyorum.</em><br />
<em>Adalete güven dendiğinde artık tüylerim diken diken oluyor, hangi ve kimin için adalete diyorum?</em><br />
<em>Benim için yapılan kanunlara mı? yoksa nüfuslular için yapılana mı güvenmeliyim?</em><br />
<em><br />
</em><br />
<em>Korkuyorum, yurdumu bekleyen gelecekten korkuyorum..</em><br />
<em>Uyan Ö kalk mezarından memleket hayal ettiğin o ülke oldu hatta geçti bile onu, şimdi vahşi batı bölümüne geldik !! "</em>Zehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-26559407196957378762010-04-28T00:15:00.000-07:002010-04-28T00:15:52.691-07:00NE MUTLU KÜÇÜK AMERİKA OLANA !!Televizyon izliyor musunuz? <br />
Ben izlemek istemiyorum ama zorunlu olarak izlediğim programlar oluyor.<br />
Haberler?<br />
Haberler ise toplumsal yozlaşma, çöküntü, suç ve adaletsizliğin ne kadar yaygın olduğunu görebileceğiniz en yegane program.<br />
Başka birşey izlemenize gerek yok, eğer i amacınız toplumsal çöküntümüzün resmini görmek ise..<br />
Yok hala o eski masalları dinlemek ve uyumaksa niyetiniz-ki o masallar keşke gerçek olsa bende inanmayı istiyorum- başka programlar bakın..<br />
<br />
Zamanında ünlü bir politikacı gerinerek "küçük Amerika olacak Türkiye" derken alkışlara boğulmuştu.<br />
Şimdi gerçekten küçük bir Amerikayız.<br />
Bazı yerler Harlem mahallesi hadi polisle bile gir girebilirsen.<br />
Kapkaç, tecavüz,gasp ve seri katil kaynıyor İstanyork ay pardon İstanbul.<br />
Ya şatafatlı, gösterişili hayatıyla magazin dergilerinde boy gösteren ama o paraların nereden geldiği kayıtlı olmayan zengnlerimiz yada varoşlarda dişini sıkan zencilerimiz pardon düzelteyim fakirlerimiz var.<br />
Orta direk kalmadı..Son depremde yıkıldı.<br />
<br />
Şimdi gündem eyalet sistemi ve başkanlık sistemine geçiş.<br />
Eh bu kadar Amerikan vari yaşarken tek eksik buydu. Mardin eyaleti, Diyarbakır Kürt eyaleti, Malatya Ermeni Eyaleti,İzmir Rum eyaleti,İstanbul zenginler Eyaleti,Ankara Memurlar Eyaleti, Antalya Çıplaklar Eyaleti, Trabzon Pontus Eyaleti,Kafkas göçmenleri Eyaleti,vb.. Kısa zamanda en az 25 eyalet çıkar bizden.<br />
Hatta il değil ilçe ilçe eyalet olursa yönetmek ve köleleştirmekte kolay olur. Başkan belli zaten sınırsız yetkileri olmalı. <br />
Parlementoyada toplumsal yapımızı dahada iyi ortaya serecek nitelikte parlementerleri seçeriz. <br />
Tarikatlarla yakınlığı olmayanın zaten bu parlementoda yeri olmamalı,<br />
Sübyancılığı desteklemeyenlerde dışarı,<br />
Devletten, vatandaştan çalıp çırpmamış aptallara oyumu vermem zaten.<br />
Kadın hakları çocuk hakları diye söylemler söylesin tabii dışarıya bu imajı çizmek siyasi anlamda doğru olabilir ama gerçekte yaşamında ve davranışında tersini yapmalı.<br />
Katil, tecavüzcü,çocuk istismarcılarını afla salacak kadar yürekli, düşünce suçlularını içerde çürütecek kadar adil olmalı !<br />
<br />
Toplumun ihtiyacı olan herşey aslında meciste mevcut.<br />
Tek eksik sınırsız yetki !<br />
Bunu onlardan esirgeyenlerin malum mega örgüt üyeliğinden 10 yıl gözaltında tutulması bile azdır.<br />
<br />
Yakında gerçek bir uydu ABD olacağız..<br />
Birleşik Türk Emirliği de olabilir adımız...<br />
Maksat kimse kırılmasın.Zehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-81771685309644458082010-04-09T19:26:00.000-07:002010-04-10T10:10:10.107-07:00BENİ ÇİLEDEN ÇIKARAN TOP 10 FİRMA/MARKA/OLAYİnternetten olsun mağazadan olsun alış veriş yapmayı severim. Bazen pazardan da aldığım olur bir T-shirt mağazadan da. Benim beklentim basit ; ürün kaliteli olsun, fiyatı ürünün ederi olsun, sorun yaşadığımda firma "müşteri hatası" mavalını okumasın.<br />
Ama Türk olmak zor, Türkiye'de yaşamakta zor. Bazen alış veriş yaptığıma, yapacağıma, o malı aldığıma, kullandığıma ve o firma ve marka ile tanıştığıma bin kere pişman olmuşluğum vardır. Bence TR'de marka bilinci konusunda markalaşmış firmaların ve çalışanlarının bile bilgisi yok. Hele ki iş müşteri hizmetlerine gelince çoğu sınıfta kalıyor. <br />
En klasik durum bir mal alırsınız iyi de para verirsiniz sonra ilk giyişte,kullanımda vb deforme olur,bozulur siz marka aldınız ya o güvenle firmaya gidersiniz firma size ürünü fabrikaya gönderip 10 gün içinde bilgi vereceklerini söylerler.<br />
Sizde ürünü verirsiniz.<br />
Beklersiniz..<br />
Yanıt gelir ama bazen siz sorunca gelir bu yanıt.O ünlü fabrika araştrmış ve sonuca varmıştır ; " Müşteri kullanım hatası !"<br />
Nasıl? <br />
Tartışırsınız ama karşınızdaki kişi aynı yanıtı tekrar eder sonunda kahretsin der çıkar gidersiniz.<br />
A evet tüketici haklarımız var ama bunu bilen ve uygulayan kaç kişi / firma var?<br />
<br />
Ben satış sonrası hizmeti yi ise, müşteri hizmetleri yeterli ise o markayı hiç bırakmam.Ama bir de marka dünyaca tanınmış, malı kaliteli satış sonrası destek ve müşteri hizmetleri dandik firmalar var.En azından bana öyle tesadüf etti. Dilerim benim yaşadıklarım bu markalar için sadece talihsiz bir rastlantıdır..Bunu da benim kadersizliğime verelim..<br />
<br />
<strong>İşte Önce En Kötüler Listem</strong> ;<br />
<strong>1- SONY:</strong> Kızım doğruğunda o heyecanla hemen YKM'den Sony marka kamera aldım.Aman bir heyecan çekim için açtık kutuyu ama çantası dandik.Tamamen çakma, şaşırdım hemen aldığım yerle irtibata geçtim.Sony'e sorun dediler.Sony'ye yazdım "aldığım yer size atıyor topu" diye..Yanıt mı? yanıt yok! Yanıt alabilmek için sürekli mail atıp taciz etmek zorunda kaldım.Sonunda bizimle ilgisi yoktur.iyi günler diye bir mail aldım.İyi ama kiminle ilgili? bir zahmet benim gibi basit bir müşteriye açıklama yazsanız? bu talebime de yanıt olarak " bizim haklarımız var, sizi mahkemeye verebiliriz" oldu."Tabii, müşteri soru sordu mahkemelik oldu deriz gazetecilere" dedim.Bir yanıt almadım tabii. Müşterisini mahkemeye veren büyük bir firmadır Sony. Evime hala bu marka sokmam.Aman Allahım düşünsenize plazma TV bozuldu mahkeme mahkeme süründürürler beni !??.<br />
<br />
<strong>2- YKM;</strong> Bu yukardaki olayda çakma Sony satıp bizi zarara sokan asıl firma YKM'dir.Ben konuyu büyütünce kamerayı aldılar, kameranında kaçak satıldığını öğrendik orada..Allahım burası TR o yüzden değil mi?<br />
<br />
<strong>3-YKM;</strong> Evet yine YKM, Tatilde bozulan Biotherm marka güneş yağım çantama döküldü, acaba fısfısını yaptırabilirmisiniz diğer yarısını kullanmak istiyorum diye gittim.Getirin dediler, verdim malı, 15 gün sonra yanıt gelmeyince sordum" ne oldu?" " hata sizin , alırken kontrol etseydiniz "dediler. "Yahu hata nerden çıktı? Ben yapılabilir mi diye sordum ?hem alırken siz bu tarz ürünleri denetiyormusunuz ?" dedim , sonuç elemanların tavrından dolayı tartıştık.Ancak üstleri çözdü..Hala YKM'den alış-veriş yapmam.<br />
<br />
<strong>4-SÜRAT KARGO:</strong> Allahım bu kargo çok süratli ama korgo getirmemede.İnsanlar seviyor ve kullanıyor olabilir ama bana ne zaman bu kargo ile birşeyler yollansa evime getirmediler.Gelip almamı istediler. Bazen evde bulamadıklarını, yada komşularıma geldiklerine dair yazıyı bıraktıklarını söylediler?? Yağmur yağar gelmezler, hava soğuk,sıcak,yol uzun,sizin ora sapa yer..Enteresan bir kargo ben çözemedim?<br />
<strong>5-TANTİTONİ:</strong> Bu çok taze, hediye yolladım ama bana geldi.Sistemlerinde fatura için bir adres teslimat için bir başka adres girilecek yer var.Bu hediye yollamak için önemlidir.Bende önce fatura adresini sonra diğer sayfada yer alan teslimat adresi bölümünü girdim.Sonuçta ürün bana geldi hemde fatura ile birlikte, teslim edilmesi gereken adresi boşa girmişim??.Ürünü alıp teslimat adresine göndermelerini isteyince de bizde sorun yok sizin verdiğiniz adrese yolladık dediler.İyi ama teslimat adresine girdiğim adrese ne oldu o zaman? Kötü bir internet sayfası, ya çalışmıyor teslimat adresi diye ayırdıkları yer yada kargoya hazırlayanların hatası?<br />
Bir daha Tantitoni internet ssitesinden alış veriş mi? asla!!<br />
<br />
6- Ankara'da büyük bir mağaza - şimdi adını hatırlayamıyorum- <strong>İpek Yol</strong> hırka almışım bir kış günü oradan.Hırka ilk giyişte tüylendi götürdüm.Klasik fabrikasına yolluyoruz dediler -ki bu fabrika bir şehir efsanesidir.Genelde depoda bekletip siz sıkılıncaya kadar yanıt dönmediklerini düşünüyorum- Neyse bir iki hafta sonra uğrayıp sordum bizim hırka ne ldu diye.O efsanevi fabrka müşteri hatası demiş.Şaşırmadım aslında, hep bu sonuç çıkar.Nedeni ise hırkanın üzerine Ankara soğuğunda manto giymem ve o mantonun etiketinin tüylendirmesiymiş." hırkada manto ile giyilmez" yazmalısın ama olmadı şimdi. Bu olaydan sonra alış verişim kesildi tabii<br />
<br />
<strong>7-OYSO;</strong> pijamalarının desenine bayılıyorum, ama almış olduğum pijama takımı elimde yıkandığında patlayınca hemen pijamayı alıp mağazaya gittim ve müşteri hizmetsizliği ile karşılaşmam an meselesi oldu.Klasik fabrika, yanıt beklenen 10 gün ve klasik ee aramadınız ne oldu diye giden ben. Sonuç müşteri hatası. Aaa ne hatalı müşteriyim pijamayı giymiş ve yatağa girmiş olmam mı bu defa suç?.Alış verii bu olaydan sonra kesemedim maalesef ama alırkende işportadan alıyormuş gibi dikişini vb iyice kontrol ediyorum.İnanılmaz ama daha askıda sökük pijamalarını buldum??<br />
<br />
8- Yine Ankara'da bir bikini aldım, <strong>Aprido</strong> marka.15 günlük tatil sonunda rengi solmuş, yılların bikinisi hali vardı.Hemen aldığım yere gittim.Yine klasik fabrika, 10 gün..boş yere aramalarını bekleme vb..Sonuç mayoyu ben güneşte kullanmışım.Bu mayoların rengi güneşte kurursa solarmış.Aaa ben cidden bu bikinilerle güneşlenmiştim !! Hay allah !! Bir daha o mağazadan alış veriş mi? Asla !<br />
<br />
<strong>9-UPS KARGO; </strong>Biz kargo ile çok fazla çalışıyoruz. İnternet alış verişlermi düşününce bizim eve en sık kargocular gelir. Bu nedenle çok farklı kargolarla muhatap oldum. UPS'de maalesef zamanında kargomu hiç getirmeyenlerden. Bakınız bugün bile hala bir kargo beklemekteyim hem de kargo firmasını sabahtan beri 3 defa arayıp kargo yok dememe rağmen gelmedi. Canları ne zaman isterse ? <br />
<br />
<strong>10- KITCHEN AID;</strong> Evet çok seviyorum mutfak robotumu hemde çok ama maalesef aldımdan 3 ay sonra tel çırpıcısının bir teli koptu ve kırıldı.<strong>ESSE</strong>'ye götürdüğümde hamur mu karıştırdınız dediler? yaa evet kürek ekini görmeyecek kadar safım? değişim yok , kaynak yapalım dediler o da işe yaramadı yeni ekini alın dediler.Maalesef ekleri garanti kapsamında değilmiş. İnanmıyorum !!! 2 ay önce de ayar düğmelerinin plastik topuzları düştü. Sanırım sandığımdan da güçlüyüm??Zehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-50129549938784626792010-03-28T11:20:00.000-07:002010-03-28T11:58:54.678-07:00YUVARLAKÇAY'I KİMLER KATLETİYOR ???<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEieVeoLMz-oImJeJGg-VwjaXSs7hKJlRvhM25JVJxFV_6DrLIlGPDid73qvp2KiEHEe93GqH5cFFj1VPLecu4Yuk-Z9RWwMl4QDvuOQwTOdUMhAef9bDxWySslKXqix4sFhzWh6cDq1QVM/s1600-h/12.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="468" nt="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEieVeoLMz-oImJeJGg-VwjaXSs7hKJlRvhM25JVJxFV_6DrLIlGPDid73qvp2KiEHEe93GqH5cFFj1VPLecu4Yuk-Z9RWwMl4QDvuOQwTOdUMhAef9bDxWySslKXqix4sFhzWh6cDq1QVM/s640/12.JPG" width="640" /></a></div><br />
<em></em><br />
<br />
<em>Fotoğraflar Ağaçlar.Net'ten alınmıştır</em><br />
<br />
Ne yazık ki memleketimizin en güzel yerlerinde olduğu gibi Yuvarlak Çay'da da aynı oyunlar oynanıyor.<br />
Muğla Köyceğiz'de cennet gibi bir yer Yuvarlak Çay. <br />
Kıvrılarak tertemiz berrak suyuyla kendi halinde akıp yüzyıllık ağaçları, hayvanları ve civarındaki köyleri sulamakta, beslemekte..Bunun yanında bu civar ciddi bir turizm alanı. Her yıl yüzlerce ziyaretcisi oluyor.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7euWUDfZQcXr7_u8n0JTdsSLGZfzF4h6IkQN_I36xC9ViiWlFrkhef8yIPM6fkvj8fuBvJcXrz-WelceM93jzRVjY2jsDw8aUu-oyh2yAalFjlfbQ9UO4GOCca4_TrxxZS1oih7WIioU/s1600-h/13.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="478" nt="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7euWUDfZQcXr7_u8n0JTdsSLGZfzF4h6IkQN_I36xC9ViiWlFrkhef8yIPM6fkvj8fuBvJcXrz-WelceM93jzRVjY2jsDw8aUu-oyh2yAalFjlfbQ9UO4GOCca4_TrxxZS1oih7WIioU/s640/13.JPG" width="640" /></a></div>Ama Yuvarlak Çay için artık başkalarını besleme zamanı gelmiş anlaşılan !?<br />
Gelecek nesillere yüzyıllık çınarları, çamları ve özel koruma altındaki nadir ağaçları bırakmak pek ilgi alanında olmadığından yetkililer madem yetki bizde güç bizde o zaman Yuvarlak Çay'da bizim olsun demişler.<br />
Önce su tesisi yaptırmak istemişlersede olmamış. Şimdi Akfen Hidro Elektrik Santrali kuracakmış.Evet bir çaydan elektrik üreteceklermiş.Üç dört ampul yanacak diye balıkları, ağaçları, çevreyi katledecekler.<br />
Yok yok adamlar salak değil.Onlarda bu çaydan fazla bir elektrik alamayacaklarını biliyorlar.Amaç şimdi HES sonra suyun kullanım hakkını alıp tepe tepe kullanmak.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnw_CtdpZLJhdX4NbNo4Z3QQHaGNUHdPtzARa5xskDg-2ZlHiCqK2Z0-Sgb755OvAzsjw7AEb_xF-5428M448mhzDVVkhOOOjH1hpwr6gL0eTtawDoLVNA9msgP1qnvz1V4DFgoX6k6Iw/s1600-h/14.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" nt="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnw_CtdpZLJhdX4NbNo4Z3QQHaGNUHdPtzARa5xskDg-2ZlHiCqK2Z0-Sgb755OvAzsjw7AEb_xF-5428M448mhzDVVkhOOOjH1hpwr6gL0eTtawDoLVNA9msgP1qnvz1V4DFgoX6k6Iw/s640/14.JPG" width="640" /></a></div>Şimdiden 22 yılların ağaçları kesilmiş durumda..<br />
300 yıllık koca bir çınar ise kesilmek üzereyken köylü kadınlar tarafından kurtarılmış.Çevresi köylüler tarafından çepe çevre çevrelenip anıt ağaç yapılmış. Akfen şimdilik giremiyor, girerse de karşısında köylüleri buluyor, çünkü köylüler sırayla nöbet tutuyor, geleceğin mirasını bir iki godaman peşkeş çekenlerede karşı duruyor.Biz bugün onlara destek vermek için oradaydık.Ve bu güzelliğin yok olacağını düşünmek bile kalplerimizi burktu. Kafamızı çevirdiğimizde dağın bir yanında kesilmiş ağaçlardan kalan tomrukları görmek ve o çıplak alana bakmak bile huzursuz ediciydi. Direniyor Yuvarlak Çay tek başına! Akfen ise pusuda çıkarı var, hemde büyük hemde hepimizi etkileyecek kadar büyük..Maalesef sayın Vali dediğiniz gibi şirket her kesilen ağaç için dikse dahi bir fidan telafisi bu değil !!.Ama düşündürüyor insanı bu katliamın ardından söylenenler?Acaba kimler ne kadar rüşvet aldı bu işler için???<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnw_CtdpZLJhdX4NbNo4Z3QQHaGNUHdPtzARa5xskDg-2ZlHiCqK2Z0-Sgb755OvAzsjw7AEb_xF-5428M448mhzDVVkhOOOjH1hpwr6gL0eTtawDoLVNA9msgP1qnvz1V4DFgoX6k6Iw/s1600-h/14.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" nt="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnw_CtdpZLJhdX4NbNo4Z3QQHaGNUHdPtzARa5xskDg-2ZlHiCqK2Z0-Sgb755OvAzsjw7AEb_xF-5428M448mhzDVVkhOOOjH1hpwr6gL0eTtawDoLVNA9msgP1qnvz1V4DFgoX6k6Iw/s640/14.JPG" width="640" /></a></div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbAagrwDAZ00BsWyyq40AnQ2V8o7rNchISPm8TlBP4b1AXY32Qe_GJ0CkSZEK4W3Dtp9SMqn00NyasyOZZm5qnUpORbH5h7usGyP9oUsCeS6XKKxjAw851lN_F3VdyCvy6QBQDALpIqBw/s1600-h/15.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="484" nt="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbAagrwDAZ00BsWyyq40AnQ2V8o7rNchISPm8TlBP4b1AXY32Qe_GJ0CkSZEK4W3Dtp9SMqn00NyasyOZZm5qnUpORbH5h7usGyP9oUsCeS6XKKxjAw851lN_F3VdyCvy6QBQDALpIqBw/s640/15.jpg" width="640" /></a></div>Yani ...<br />
Birgün çaydan bir bardak su almak istediğinizde para vereceksiniz<br />
Birgün ormanda temiz hava alalım dediğinizde birileri o havanın parasını isteyecek<br />
Bir gün denizde serinlemek istediğinizde bu deniz benim ver parasını diyecekler<br />
Birgün ağaca bakacaksınız göz parasını ödeyeceksiniz !!<br />
<br />
<strong>Çünkü bugün onlara bunlar kültür mirası <span style="font-size: large;">kimsenin değil</span> bu vatanın evlatlarının demediğiniz için !!!!</strong><br />
<strong>Şimdi Yuvarlak Çay için sesimizi yükselttik !</strong><br />
<br />
<strong>AKFEN DEFOL</strong><br />
<strong>YUVARLAK ÇAY BU MİLLETİN SANA SATANA BİLE AİT DEĞİL !!!</strong><br />
<br />
<strong>Lütfen <em><a href="http://www.yuvarlakcay.org/">Yuvarlak Çay'ı Koruma Platformu</a></em> sitesini ziyaret edin, bilgilenin ve bloglarınızda bilgilendirin. Bu katliama dur diyelim !!!</strong><br />
<br />
<a href="http://www.cmo.org.tr/index.php/haberler/cevre-haberleri/1847-yuvarlakcay-kurumasn">http://www.cmo.org.tr/index.php/haberler/cevre-haberleri/1847-yuvarlakcay-kurumasn</a>Zehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6021207934531133317.post-68391561058644173742010-03-21T08:21:00.000-07:002010-03-22T12:45:04.114-07:00UZUN SÜREN HASTALIKFethiye'ye geleli tam 15 gün oldu.İlk haftam yerleşme telaşı, kızımı okula kaydetme vb ile geçti tabii bu arada üşüttük. Sonra tam iyileşiyorum derken hafta başı tekrar ama daha ağır hasta oldum. <br />
<br />
Fethiye'ye geleli 15 gün oldu ve ben yaklaşık 10 gündür hastayım...<br />
Geceleri uyanıyorum, öksürük krizi tutuyor,boğaz ağrısı, ciğerlerimde yoğun baskı ve ağrı,nefes alamama..<br />
Sabah erkenden uyanıyorum, hemen ilaçları içiyorum biraz rahatlama umuduyla ama olmuyor.Öksürük krizi göğsümde baskı ve ağrı..<br />
Öğlen sızıyorum, burun tıkanması yüzünden kötü uyanıyorum, arada ateşim çıkıyor, dudağımda ikinci yara çıktı.<br />
<br />
Rüyalarımda akciğer kanserinden kaybettiğim dayımı görüyorum bazen..Çok üzülüyorum, ne kadar acı çektiğini biliyorum, çok acı çekiyorum..Biraz balgam çıkarabilirsem geçici bir rahatlama oluyor..<br />
<br />
Kendimi iyi hissettiğimde evde dolanıp toparlıyorum, temizlik yapmaya çalışıyorum.Ama efor sarfetmem beni daha da kötü yapıyor.yoruluyorum..<br />
<br />
Bu sabah iyiyiz dedik ve kalkıp sahile yürüdük. Ailece denize nazır bir kahvaltı yaptık çok keyifliydi, öksürüğümde yoktu..<br />
Sonra sevgili Asortik Krep'i görmek için pazara yürüdük.Enteresan bir pazar ikinci el eşya satılıyor ama ben daha çok kıyafet gördüm.Zaten yürümek o kadar yormuş ve terden sırtım sırıl sıklam olmuştu ki gözüm son anlarda hiçbirşey görmedi.Tam pazar çıkışında Asortik Krep'i gördük.<br />
Eve gelince sızmışım,öksürükle kalktım..yürüyüş beni çok yordu, sanırım böyle yürüyüşler için henüz erken.Önce iyileşmek lazım..<br />
<br />
Sonuçta Fethiye ey Fethiye uzun zamandır hiç bu kadar ağır hasta olmamıştım, yeter artık ama yardım et kalkalım ayağa !!<br />
Bu çağrımıda duymazsan..Zehra Gürgenhttp://www.blogger.com/profile/00558591117549507812noreply@blogger.com5