KIZIMA MASALLAR

KIZIMA MASALLAR
KIZIM VE MASALLAR

YAŞAMA DAİR

YAŞAMA DAİR
DÜNE,BUGÜNE VE YARINA DAİR

EL EMEĞİ

EL EMEĞİ
PEÇETE HALKALARI,OYUNCAK,YASTIK

MİMLER VE DİĞERLERİ

MİMLER  VE DİĞERLERİ
BLOGLAR ARASI İLİŞKİLER

BAYRAM OĞLU BAYRAMOĞLU ÖLÜMDEN ÖTE KÖY VAR MI?

2/04/2011

Eskiden ölmenin çok zor olduğuna inanırdım.

Öyle ya kolay mı ölmek ?
Yaşamak bu denli zorsa –zaman zaman- ölmekte bu denli zor olmalıdır !?

Ancak çevrende ölen yoksa hiç ve sen kıyısından dönmediysen ölümün böyle düşünmeye devam ediyorsun.
İşte bir gün kapını yada yakınındaki kapıları çalınca ölüm hem de aniden o zaman için ürperiveriyor..

Dün sesini duyduğun bu gün hayatta olmuyor.
Hem de saniyeler, dakikalar içinde gidiyor..
Hepimizin gideceği yere bazen birileri erkenden gidiveriyor.

Ancak ölüm asla yakışmıyor sevdiklerimize...
Bilsek te öleceğimizi asla yakıştıramıyoruz kendimize.
Eskiden ölmek yaşlanınca olur diye düşünürdüm.
Yaşarsın yaşını, hayatını sonra huzurla kapatırsın gözlerini dünyaya..
Elbet yaşadım der gidersin , vaz geçersin kolayca..

Ancak anladım ki ölümün yaşı yok.
Erkenden arsızca da gelebiliyor.
Kolayca, hiç düşünmediğin anda..

Yaşlanmana izin vermeden..

Ve anladım ki yaşlansa da beden ruh yaşlanmıyor ve o genç ruh ölmek istemiyor.
Ne kadar yaşlansan da hayattan kimse kolayca vazgeçemiyor.
Hayatın döngüsü ve kuralı da bu değil mi?

Ve anladım ki bir gün ben de ölebilirim hem de yaşlanmadan.
Şaka gibi geldi..
Sesler kulağımda uğultuya, uğultu sessizliğe
Işık karanlığa dönerken anladım ki ölüyorum..
Çırpınmalarım durdu,
Kalp atışım yavaşladı..
O kısa anda anladım ki ölüyorum..
Hafif bir ışık,
Cılız bir ses bana seslendi..
“Abla!!.. abla!!”
Anladım ki ölmek düşündüğümden de kolaymış.

Şimdi  burada bir nokta koyup sevgili Ayfer ablamla yaptığımız telefon görüşmesini yazmazsam olmaz..
Beni çok güldürdü.
Bu yazıyada çok uygun

A- Alo Zehra...nasılsın?
B-İyiyim Ayfer abla, sen nasılsın? İstanbul nasıl? eğleniyormusun?
A-..... İyi misin? nasılsın?
B-..?? iyiyim !? keyfim yerinde. Sen neler yaptın oralarda?
A-İyiyiz işte koşturduk.Sen nasılsın asıl? iyisin değil mi?

Bu arada sesi ilk dakikadan beri garip bir şekilde tedirgin ve endişeli.Ben de anlam veremiyorum tabi niye endişeli olduğuna, sürekli normal hayat akışı ile sorular soruyorum ama o dönüp dolaşıp sağlığımı soruyor.

B- Ayfer abla ben iyiyim,
A-İlaçlarını alıyor musun?
B-Aaa anladım, sen şimdi Defne Joy öldü diye telaşlandın, bende hastalanır ölürüm diye mi korktun? ha haaa
A-Gülme, ağzına alma hem öyle şeyleri, Allah korusun dillendirme ama alıyorsun değil mi ilacını? Bak ihmal etme. Sende astımlısın bak gencecik yaşında gitti kızcağız.Aman ilaçlarını iç.
B-Alıyorum,sen üzülme canım benim ben iyiyim.

Sonuçta yaşarken güzel yaşamak lazım.
Mutlu olmak ve mutlu etmek lazım.
yüreğimize sevgi etrafımıza dostluk vermek..

Ölürken beklentimiz torunlarımın saçlarını okşamış olmak.
Huzurla,ele avuca düşmeden bir gün yatak ertesi gün mezar..
( anneannemin sözüydü, aynende öyle oldu rahmetli gençti aslında 64 yaşında yoktu kalpten yatak bile görmeden göçtü)
Şimdi düşündüm ecdadımı, hepsi kalpten hık hık gidivermiş..
Arada astımdan ölenler var ancak onlar istisna.
Sanırım biz de hık diye kavuşacağız Allahın Rahmetine..

Uzun ve sıkıcı bir yazı oldu sanırım , affola..