KIZIMA MASALLAR

KIZIMA MASALLAR
KIZIM VE MASALLAR

YAŞAMA DAİR

YAŞAMA DAİR
DÜNE,BUGÜNE VE YARINA DAİR

EL EMEĞİ

EL EMEĞİ
PEÇETE HALKALARI,OYUNCAK,YASTIK

MİMLER VE DİĞERLERİ

MİMLER  VE DİĞERLERİ
BLOGLAR ARASI İLİŞKİLER

KIZIMA MASALLAR 2:KARA KAFANIN DÜŞÜ

2/17/2010

Bir varmış bir yokmuş, garipliklerin etrafta dans ettiği, zeki ile aptalın bilinmediği karmaşanın dingin göbeğinde yaşayanların kah mutlu kah mutsuz olduğu bir ülke varmış.
Hayaller ülkesi de denilen bu ülkede bir iki saatten öte ayakta birini görmek pek zormuş. Hemen hemen tüm günü kıvrıldıkları bir çuvalın üzerinde, bir şilte de, güzel bir yatakta, çöplük üstünde kısacası ereyi bulurlarsa orada uyuyarak ve tabii bol bol da rüya görerek geçirirlermiş.
İşte bu nedenle çevre ülkeler onlara çok güler hayalciler ülkesi diye takılırlarmış.
Hayalciler uyanık oldukları o nadir anlarda olmadık nedenlerle birbirleri ile kavgaya tutuşur, komşunun tavuğunu çalar, bol bolda yalan söylerlermiş. Sadece uyurken pek şirinlermiş. Hayallerini kontrol edebildikleri nadir anlarda hepsi birlikte mutlu, barış içinde, ahlaklı bir toplum olduklarını düşleyip sevinirlermiş.
İşin garibi uyandıkları o kısa sürelerde kavga bile ederken birbirlerinin gözlerini çıkarmaya çalışırken - ve söylemeden edemeyeceğim her iş gibi bunda da beceriksizlermiş- aslında biz birbirini seven insanlarız aman bak karşı ülkeye ne fenalar derlermiş.
Dışardan biri duysa deli bunlar der vallahi.Ama içlerinde olunca pekte normal gelirmiş bu dengesizlikleri.
Ülkenin sert mi sert duruşlu, şahin bakışlı,astığı astık kestiği kestik bir hükümdarı varmış.
Ve tabii tüm ülkelerde olduğu gibi onun masum kuzu bakışlı, iteeatkar eşi sevgili kraliçeleri hep yanında olurmuş.
Prens ve prensesler kah uyumak, uyuyanları yuvarlamak, ceplerindeki taşları alıp saklamak için kendi ülkelerinde olur kah başka ülkelerde yaşadıkları güzel mi güzel saraylarında misafirler ağırlarmış.
Günlerden bir gün ülkede hükümdarın veziri bir rüya görmüş.aman vezir dediğimize bakmayın büyücü ile vezir arası birşey bu, gördüğü her rüyayı birşeylere yorarmış. Her neyse, vezir büyücü rüyasından kan ter içinde uyanı vermiş.Koşmuş hemen yan komşusu pek bir geveze, vesveseli,dedikoducu efendiye. Bakmışki dedikoducu efendi kömür çuvalının üzerinde uyumuş, yüzü gözü kir içinde horluyor. Hemen yanına seğirtip dürtü vermiş.Bir dürtmüş yok, iki dürtmüş yok..
Kalk kalk dedikoducu efendi diye yüksekten kulağına ağzını dayayıp bağırınca adam yerinden tam iki metre havalanmış.Kıç üstü oturmuş kömür çuvalının üzerine. Aman yarabii ne oldu? dünya tersine mi döndü? attığım yalanlar mı bilindi? ne oldu neee? diye heyecanla bağırmış.
Vezir büyücü, yok yok dedikoducu efendi, sakin ol uyandırmak için öyle bağırdım ben.Ancak anlatmam lazım sana ama sen de sakın kimselere anlatma.Ben bir rüya gördüm.Rüyamda komutan kuskus kılıcıyla  hükümdarımın sakalını kesip onunla benim kulaklarımı gıdıklıyordu. Bir uyandımki kan ter içindeyim, haddi hesabı yok bu rüyanın anlattıklarının. De bana ne dersin? benimle aynı şeyi mi düşünürsün? bu aklı evvel komutan kuskus yoksa bu güzel ülkemizi, düzenimizi bozmak mı ister?
Amanın demiş dedikoducu efendi sakalı bir inip bir kalkıyormuş sinirle..Biliyordum zaten birşeyler planladığını, habire komutan kuskus gözlerimin içine bakmadan,dediklerimi anlattıklarımı dinlemeden geçip gider oldu bu sıralar.
Vah vah ve ahlardan sonra iki komşu sakallarını sıvamış,uzun uzun düşünmüşler ne yapacaklarını.
Sonunda bakışlarından dünyanın bile titrediği yüce hükümdarın yanına gitmişler.
Hükümdar yeni uyanmış, elinde bir entari incelemekteymiş.
Hayrola efendi hükümdarım sizi de mi kötü ve öncü bir rüya uyandırdı? demiş büyücü vezir.
Yok yok vezirim, ben zati az uyurum bilirsin, bir gözüm diğerine değmez .
Tabii tabii demiş vezir büyüzü kafasını sallayarak.İçinden de hadi yaa sende ne horultucu olduğunu,uykudan gözünü açamadığını bilmeyen mi var? mahallenin sümüklüsü hükümdar olursa cık cık..diye söylenmiş.
Ağzının kenarından yüce zatı dinlerken akan salyayı fark bile etmeyen dedikoducu efendi gözleri dalmış bir şekilde hükümdarının dizi dibinde ufalmış ufalmış ne dese kafa sallayarak tastiklemiş.O içinden birşey düşünemeyecek durumdaymış.
Uyanınca bir bakayım dedim benim hatunun entarisini biri mi çekiştirdi diye?
Aman efendim? kim cürret eder sizin gibi haşin,astığı astık kestiği kestik bir hükümdarın hanım hatun kraliçesinin entarisinin ucundan çekmeyi?
Dizlerine vururken ellerine salyası akıvermiş dedikoducu efendinin.
Yaa vezirim demiş sert bakışlı hükümdar.Böyle kendini bilmezler var, öyleki benim hatunumun adını ağızlarına alıyorlar, entarisini çekiştirip bacaklarına bakmaya çalışıyorlar.
Belki dedim bir iz bırakmışlarsa bulurum o izden kim olduklarını diye inceliyorum.
Çok zekisiniz efendim demiş hemen vezir büyücü, bende size işte bunlarla ilgili birşey anlatmak için gelmiştim.
Öyle şeyler anlatacağızki size korkarım üzülecek, o yufka kalbiniz ezilecek,sert bakışlarınız çelik gibi soğuk ve acımasız olacak.
Hükümdar entariyi yana atıp tek bacağının üzerinde oturduğu divandan hafifçe doğrulmuş.
Deme!! diye kükremiş, öyleki, yan odada uyumakta olan kraliçe aman evim mi yıkılıyor? diye korkudan iç donu ile kaçı vermiş avluya.

Odada fısır fısır konuşmalar arada kükremelerle bölünse de o gün ayakta olan tek insan ışığı yanan tek hane onlarınkiymiş.Tüm ülke düşlerin kollarında uyurken hükümdarın gözlerine çeliğin acımasız soğuk luğu çöreklenmiş bile !

0 yorum: